AFIA’da sürdürülebilirlik hafife alınan bir konu değil. Tarımın geri kalanında olduğu gibi 2050 yılında 10 milyar kadar insanı, kısıtlı doğal kaynaklarla beslemek gibi büyük bir sınav ile karşı karşıyayız. İnsanlara güvenilir bir protein kaynağı sağlamak için daha fazla et, süt ve yumurta ürününe ihtiyacımız olacağını biliyoruz.

Joel G. NEWMAN - Amerikan Yem Endüstrisi Birliği (AFIA) Başkanı ve CEO’su
Günümüz tüketicileri sadece güvenli ve güvenilir değil aynı zamanda sürdürülebilir bir şekilde çalışmayı amaçları haline getirmiş üreticilerden ürün talep ediyor. Aslında, bazı kamuoyu anketleri, çok sayıda tüketicinin, "sürdürülebilirlik" kavramının anlamını tam olarak bilmediği halde, sosyal veya çevresel açıdan iyi olduğunu düşündükleri markalardan ürün almaya karar verdiklerini ortaya koymaktadır.
Tarım dünyasında, sürdürülebilirlik en başından beri yaptığımız işin bir parçası olmuştur. Çiftçiler, daha az su ile tohum ve bitki koruma ürünleri kullanarak daha fazla ürün elde etmeye çalışıyor ve dünyanın doğal kaynaklarını yok eden çevresel açıdan aşırı uygulamaları en aza indirmenin yollarını arıyor. Tıpkı hava koşullarının tahmin edilemez olduğunu ve sezonun mahsulünün bir ani baskın sonucu tahrip olma potansiyeline sahip olduğunu bildikleri gibi doğal kaynaklarımızın değerli ve sınırlı olduğunu ve korunması gerektiğini biliyorlar.
Benzer şekilde, artan bir nüfustan gelen yüksek gıda talebini karşılamak için daha kaliteli et, süt ve yumurta ürünleri üretmek isteyen çiftlik sahipleri ve çiftçiler, bunun hayvanlarını sağlıklı ve mutlu tutmakla başladıklarını bilirler. Bu adanmış insanlar, ayakta oldukları her anı hayvanlarının ihtiyaçlarının iyi bir şekilde giderilmesini sağlamakla geçirirken bunu toprağın, suyun ve diğer doğal kaynakların korunması ve muhafaza edilmesi ile dengelerler. Çiftliğin sadece iyi bir komşu değil aynı zamanda yıllar boyunca hizmet vereceğinden emin olurlar.
Bitki ile hayvan tarımı arasındaki kritik kavşakta yer alan Amerika’nın hayvan gıda üretim endüstrisi, tarımın daha fazla sürdürebilir olmasında önemli bir rol oynuyor. Hayvan yemi, evcil hayvan maması ve yem katkı maddesi üreticilerini temsil eden Amerikan Yem Endüstrisi Birliği (AFIA) sürdürülebilirliği şu şekilde tarif eder:
“kanatlı hayvanlar, çiftlik hayvanları, balık ve evcil hayvanlar için çevresel kaliteyi ve doğal kaynakların kullanımını optimize edecek şekilde müşterilerin, toplulukların ve endüstrinin sosyal ve ekonomik refahını olumlu yönde etkileyen devamlı, güvenli ve besleyici bir yem kaynağı sunma becerisidir.”
6 bin 200’den fazla hayvan gıda üreticisi bu görevi 9,6 milyarlık sığırın ve 144 milyon köpek ve kedinin her yıl sağlıklı büyümesi ve gelişmesini destekleyerek bu görevini her gün yerine getiriyor. Bunu çiftlikte yetişen ekinler, bileşenler ve gıdaya ek ürünlerini alarak ve hayvanların beslenme ihtiyaçlarını karşılayan yüksek kaliteli ve güvenli bir hayvan gıdası haline getirerek yaparlar. Yem endüstrisi hayvanlarına doğru zamanlarda doğru miktarda yiyecek verdiklerinden emin olmak için çiftçiler ve çiftlik sahipleriyle birlikte çalışır; böylece yem ve üretim maliyetlerini düşürmekte ve hayvan yemi atıklarını ortadan kaldırmakta daha verimli olabilirler.
AFIA’nın yardım kuruluşu Yem Eğitimi ve Araştırma Enstitüsü (IFEEDER) üzerinden sektör, Ulusal Bilim Akademisi ile birlikte çalışarak kanatlı hayvan ve sığır için besin ihtiyaç standartlarını, bu hayvanların sağlığı ve iyiliği konularındaki son bilimsel gelişmeleri yansıtacak şekilde güncelleştirdi. Bu standartlar, her türün büyüme, gelişme, üreme ve bakımı için optimal günlük besinini almasını sağlıyor. Bu standartlar, hayvan türüne, mevcut bileşenlere ve üretim uygulamalarında bölgesel farklılıklara bağlı olarak müşterileri için doğru besleme formüllerini geliştirmek için yem değirmenleri ile çalışan beslenme uzmanlarının referans aracı ve ölçütü olarak kullanılır.
Yem sanayisi, aynı zamanda tarımın küresel ayak izini atık azaltma yoluyla indirmeye kendini adamıştır. Bu doğrultuda hayvansal yiyecek imalatı endüstrisi, hayvan yemi ve evcil hayvanlarda imalat süreçlerinin sonucunda ortaya çıkan pek çok yan ürünü veya ürünü bir araya getirmek üzere fırınlardan etanol fabrikalarına varana dek birçok sanayi ile beraber çalışır. Aslında 2016 yılında ABD’de üretilen 236,3 milyon ton yemin yaklaşık 110 milyon tonu – yüzde 46,7’si- katı atık sahalarından tekrar yönlendirilen bu ürünlerden gelmektedir. Bunun örnekleri arasında yerel bira üreticilerinin artık bira mayalarının kullanılması veya soya fasulyesi üreticilerinden alınan soya küspesinin kullanılması bulunuyor.
Hayvan gıda sanayisi, tarım sektörünün yanı sıra enerji kullanımını ve sera gazı emisyonunu azaltmayı da bağlıdır. Endüstri, 2016 yılında hayvancılık yemi üretim süreçlerinin çevresel etkilerini doğru bir şekilde ölçmek için dünya çapındaki kuruluşlar için bir altın standart model olan Hayvancılık Çevre Değerlendirmesi ve Performansı (LEAP) Ortaklığı'nda sadık bir ortak olmuştur. AFIA, Avrupa Yem Endüstrisi ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) arasında üç yılı aşan bir çalışmanın sonucu olan bu model şimdi tüm hayvancılık ve kanatlı hayvan organizasyonları, üniversiteler ve diğer kuruluşlar türlerin toplam yaşam döngüleri boyunca ürettikleri emisyonları değerlendirmek için kullanabilir. Şimdiden, bu model ABD hayvancılık ve kanatlı sektörlerinin toplam ABD sera gazı emisyonlarının yüzde 4,2'sinden daha az katkıda bulunduğu sonucuna vardı.
Bir sonraki adım olarak AFIA, Kuzey Amerika Küresel Yem LCA Enstitüsü (GFLI) projesine katılıyor. Bu girişim, LEAP kapsamında geliştirilen yemler için bilimsel olarak dirençli yaşam döngüsü analizi (LCA) metodolojisine dayalı olarak hayvancılık ve kanatlı hayvan üretiminin çevresel etkisini değerlendirmek için bölgesel veri tabanları ve modelleme aracı oluşturmaktadır. GFLI malzeme ve verileri sağlamakta ve yem endüstrisini, yem katkısı LCA'yı izlemek için uyumlu bir dizi standart metot kullanmaya davet etmektedir. Bu, yem endüstrisinin sürekli gelişme için cesaretlendirecektir. Kuzey Amerika ve AB projelerinden etkilenen Brezilya ve Çin ile küresel su kültürü endüstrisi kendi bölgesel veri tabanlarını geliştirmeyi vaat etmiş bulunuyor.
Endüstrinin kaynakları muhafaza etmesi, çevreyi koruması ve maliyetleri azaltmasının diğer bir yolu da enerji yönetimidir. AFIA, yem üreten tesislerin şirket içinde ölçütler geliştirmesi ve bulgulara dayalı olarak kazan yönetimi gibi özellikle üretimin bazı enerji yoğun kısımlarında enerji kullanımını düşürmek adına iyileştirmeler için öneriler sunan kılavuzlar üretti. Bu şekilde şahsi tesisler ve genel olarak endüstri maliyetleri düştü ve verimsizliği bertaraf etti.
Hayvan yemi üreticilerin verimliliği ve üretimi artırması, enerji kullanımı düşürmesi ile doğal kaynakları koruması ve muhafaza etmesi kadar önemli bir konu da politika yapıcıları ve işletmelerin, güncel gıda üretim uygulamaları noktasında eğiterek daha bilgi kararlar vermesini sağlamaktır. Bu sayede piyasadaki seçimi kısıtlayan veya yeni teknolojilerin kabulünü engelleyen politikalarla ilerlemenin önüne geçilmektedir.
IFEEDER'in bu alandaki çalışmalarının bir örneği yavaş büyüyen tavuk ve gezen tavuk yumurtası tartışmasıdır. Birçok perakendeci, restoran ve gıda şirketi daha sürdürülebilir üretim seçeneği gibi görünebilen bu alternatif üretim uygulamaları ile devam etmek için tüketici ve çevrecilerin baskısı ile karşı karşıya. IFEEDER, Gıda ve Tarım Araştırmaları Vakfı, Hayvan Tarımı İttifakı ve Gıda Pazarlama Enstitüsü Vakfı ile birlikte çalışarak hayvan sağlığı ile üretkenlik arasındaki dengelerden, bu uygulamaların çevresel sürdürülebilirlik üzerindeki etkileri ve tüketicilerin bu tür nitelikler için daha fazla ödeme yapma isteği gibi noktalardan bu seçeneklerin gerçekliklerini analiz etmek için bir tüketici araştırma projesi başlattı. Bu araştırmanın sonuçları etleri, sütleri ve yumurtaları nasıl ve nereden almak üzerinde karar vermeye çalışan perakendeciler için paha biçilmez olacak.
Son olarak yem endüstrisi, yerel topluluklara yardım etme noktasında daha sürdürülebilir olmaya çalışmaktadır. 2017 yılında AFIA üyelerinin çalışanları, kendi zamanlarından ayırarak 92 bin saat gönüllü olarak çalıştı. AFIA üye şirketleri, çalışanların yardımları ile eşdeğer bir şekilde toplamda 44 milyon dolar yardım yaptı. Üyeler, eğitim, kamu hizmetleri, tarım, sağlık ve üniversite bursları / araştırmaları ile ilgili çeşitli yardım kuruluşlarını destekledi; bunların % 89'u açlık yardımı, yüzde 81'i eğitim programları ve yüzde 82'si üniversite araştırmaları, hibeler ve lisansüstü okullara bağışta bulundu. Toplamda AFIA üyeleri 2017 yılında toplamda 200’den fazla yardım kuruluşuna yardım etti. Bunların arasında American Heart Assosication, yerel tarım ve gençlik birlikleri, the Boys & Girls Club, Big Brothers Big Sisters ve daha fazlası var.
AFIA’da sürdürülebilirlik hafife alınan bir konu değil. Tarımın geri kalanında olduğu gibi 2050 yılında 10 milyar kadar insanı, kısıtlı doğal kaynaklarla beslemek gibi büyük bir sınav ile karşı karşıyayız. İnsanlara güvenilir bir protein kaynağı sağlamak için daha fazla et, süt ve yumurta ürününe ihtiyacımız olacağını biliyoruz. Tüm faaliyetlerimizi değerlendirmek için Amerika Birleşik Devletleri'nde ve dünyada tarımdaki diğer kesimlerle birlikte çalışıyoruz çünkü her zaman daha iyisini yapabileceğimizi biliyoruz. Bizim için, sürdürülebilirlik yalnızca iş için iyi değildir; yaptığımız her şeyin temelidir.