Küresel gıda atıklarının artan ölçeği hakkında olumlu bir şey varsa, o da sürdürülebilir geliştirmelere yol açabilecek bir işbirliği için muazzam bir fırsat sunmasıdır. Atılan besin ve diğer organiklerin yeniden yapılandırılmasına yönelik bir baskı, yeni kreatif projelerin önünü açabilir.
Dvijal PATEL - Saha Mühendisi ve Gıda Teknoloji Uzmanı, Bühler Aeroglide
Nüfusun 2050 yılında 9,7 milyara ulaşması bekleniyor. Bu nüfusu beslemek için tarımın her alanında bir artış olması gerekmektedir. Bu artışın et ile mandıra sektöründe tahmini olarak yüzde 50 ila 70 olması gerekiyor. Bu, gelir, nüfus ve kentleşmeyle ilgili artışlar yüzünden artarken bunun yem üretim sistemlerine kullanılan kaynaklara önemli bir yük getirmesi beklenmektedir. Bunu unutmayarak üretim sistemlerinin haricinde yeni yem kaynakları bulmak gittikçe önem kazanıyor. Sürdürülebilir üretimin bir çözümü, en iyi işleme yöntemlerini uygularken, katma değerli gıda atıklarının mühendisliğini içerebilir.
Tüketici Öncesi Gıda Atığı
İnsan tüketimi için üretilen gıda arzının yaklaşık üçte biri kaybolmakta veya israf edilmektedir. Hindistan, Çin, Filipinler ve ABD’nin organize sektörlerindeki meyve ve sebze işlenmesi, ambalajlanması, dağıtımı ve tüketiminin, 55 milyon ton atık ürettiği tahmin ediliyor. Yem üretim sistemleri gibi, gıda üretimi de önemli miktarda enerji, besin, su, toprak ve sermaye gerektirir ve bunun çevreye zararlı olabilecek büyük bir kısmı, çöp sahalarına veya nehirlere gider. Ancak pek çok insan, tüketim öncesi gıda atığının daha fazla katma değerli ürünler çıkarmak veya geliştirmek için işlenebileceğinin farkında olmayabilir. Meyve ve sebze üretimi kabuk ve diğer yan ürünler şeklinde atıklara neden olur. İlk başta atık olarak düşünülen bir şey, potansiyel olarak işlenerek yem endüstrisi için ek bir gıda haline gelebilir. Önemli olan atık ürünü ve bunun çiftlik hayvanlarına nasıl bir katkı sağlayacağını bilmektir. Şekerler, lif, protein ve diğer katkılar bu bağlamda göz ardı edilemez.
Gıda Atıklarını Yemlere Dönüştürmek
Beşeri tüketim için kullanılamadığı durumlarda tüketim öncesi gıda atığının bir hayvan yemi olarak kullanımı en iyi tercih olarak öne çıkmaktadır. Elma kabuğu, elma suyu açısından bir atık üründür. Ancak hayvan yemine geldiğimizde bu kabuk işlemden geçirilerek katma değeri olan bir bileşene dönüşebilir. İşlem sırasında, kimyasalların temizlenmesi için tohumların işlenmesi gerekebilir. Belli bir miktardaki işlenmiş kabuklar, bu hayvanların besinlerine katılabilir; bu sayede ortaya çıkan atık oranı düşerken çiftlik hayvanı için besin yetiştirme ile ortaya çıkan karbon izi de azaltılabilir. Bu durum, et ve süt için artan bir talebi karşılamak için kullanılan atık öncesi gıda maddelerinin azaltılmasına neden olur.
Muzun kabuk vb. kısımları süt hayvancılığında günlük gıdayı tamamlayıcı amaçla kullanılagelmiştir ve %15-30 oranında bu hayvanların gıdasına katılmaktadır. Bu artan et ve süt talebini karşılamak için kullanılan gıdada artıkların azalmasını sağlamaktadır. Mangonun kabuğu ve çekirdeği çöpe atılmaktadır. Bu atık, mazı tozu ve siyanürü gidermek üzere kullanılabilir ve domuz gibi ruminantların beslenmesinde kullanılabilir. Mangoların şeker oranı yüksektir ve bu hayvanların beslenmesine katkı sağlayabilir.
Mısır, ABD'de kullanılan önde gelen bir sebzedir. Mısır kabuğunun genellikle atılmasına rağmen bu kabuklar hayvancılık için kullanılabilecek iyi bir lif kaynağıdır. Bir zamanlar atık olarak görülen bir ürünün işlenmesi ve besine eklenmesi birçoğuna yararlı olabilir. Bu, dünyayı beslemek için sürdürülebilir bir yoldan yardım eden daha az kaynak gerektiğini gösterir.
Meyve ve Sebze Atıklarını İşleme Çözümleri
Besin ve yem sektörünün önündeki zorluk, muazzam yaratıcı kapasitesini atıkları hem gelişmiş hem de gelişmekte ülkeler için yeniden yapılandırmaktır. Gıda süreçlerini yeniden yapılandırma, kayıpları azaltırken yan ürünlerini kâra dönüştürür ve sürdürülebilir bir değer için yeni bir boyut ortaya çıkarır.
Ekstrüzyon, karışık malzemelerle belirli bir şekil oluşturmak için sıcak ve basınç kullanarak bunların kalıp içinden geçmeye zorlandığı bir süreçtir. Yan ürün olarak tane veya toz oluşturan ürünler, hayvan yemi için ek ürünler oluşturmak üzere ekstrüzyona tabii tutulma fırsatına sahiptir. Bunun bir örneği kök sebzelerden üretilmiş yan üründür. Kök ürünleri birçok farklı yan ürün yapımında kullanılagelmiş ve pelet gibi istenilen bir şekli oluşturmak için kalıptan geçirilmiş ve hayvan yemine dâhil edilmiştir.
Kurutma, nemi azaltmak, raf ömrünü uzatmak ve potansiyel olarak patojenlerle mücadele etmek için zaman ve sıcaklığın kullanılmasıdır. Atık olarak düşünülebilecek bir ürünü kurutmak, besin maddelerinin yüksek olduğu bir yeni ürün yaratma fırsatı sunar. Nemin çıkarılması ile geriye kalan katı madde protein, lif ve karbonhidrat gibi istenen besin maddelerini içerir.
Bunun da ötesinde çalışmalar, belli bir zaman ve sıcaklık koşulları altında bazı patojenlerin azaltılabileceğini göstermiştir. Kurutma işlemi, hava ile ürün arasında transfer edilen ısı ve kütleyi kullanır. Geçerli bir kurutucunun patojen sayılarını beş günlüğüne azalttığı gösterilmiştir.
Gidişatı geri çevirmek, besin sektörünün kreatif kapasitesi
Küresel gıda atıklarının artan ölçeği hakkında olumlu bir şey varsa, o da sürdürülebilir gelişimlere yol açabilecek bir işbirliği için muazzam bir fırsat sunmasıdır. Atılan besin ve diğer organiklerin yeniden yapılandırılmasına yönelik bir baskı, yeni kreatif projelerin önünü açabilir. Bu potansiyeli yakalamak, insanlığın gıda ihtiyacını karşılamak için artan endişeleri yanıtlamakta çok yararlı olacaktır. Ayrıca yeni kârlar da yaratabilir. Besin ve yem sektörü ilk önce atığın ve kaybın nerede olduğunu tespit edip ardından da ortaya çıkan işleme yöntemleriyle atıkları katma değerli ürünlere çevirmek için kullanmalıdır.
Biyografi:
Dvijal Patel, Bühler Aeroglide’da Saha Mühendisi ve Gıda Teknoloji Uzmanı olarak görev yapmaktadır. Patel, araştırma ve geliştirme için müşterilerle çalışarak gıda ve yem üretiminde çok değerli ve bilimsel bir perspektifin tanıtımını yapıyor, kapasite üretimi için ölçeklenebilen en etkili termal süreçleri tasarlıyor, sistem değerlendirmesi yoluyla mevcut süreçleri maksimize ediyor ve personele eğitim veriyor.