Alternatif protein kaynakları üzerinde özellikle de antinutrisyonel faktörler üzerinde çalışılarak kanatlı beslenmesine bu hammaddeler kazandırılabilir. Antibesinsel faktörler ortadan kaldırılırsa hem rasyon maliyetleri azalacak hem de rasyon kalitelerinde belirgin düzelmeler gözlenecektir.
Ertuğrul Yılmaz
Korkutelim Yem
Yem Güvenliği ve Yönetim Sistemi Müdürü
Kanatlı sektörü gerek geçtiğimiz 2 yıl içerisinde görülen GDO krizi nedeniyle gerekse protein kaynaklarının her geçen gün artan fiyatlarıyla belli dönemlerde zor zamanlar geçirmiştir. Ancak rasyon maliyetlerini azaltma konusunda yapılan birkaç uygulama dışında bir çözüm bulamamıştır. Rasyonlarda ayçiçeği tohumu küspesi, DDGS, aspir küspesi ve mısır gluten unu kullanarak ve bu rasyonların aminoasit profillerini yem katkı maddeleri ile (esansiyel aminoasitlerle) düzenleyerek rasyon maliyetlerini azaltmaya çalışmışlardır. Ancak bu uygulamalar da gelecekte etkinliğini kaybedecek, yeni alternatif protein kaynaklarına ve bölgesel yan ürünlere sektör yönelmeye başlayacaktır.
Kanatlı karma yemlerinin hazırlanmasında gereksinim duyulan enerji ve protein kaynaklarının sürdürülebilir şekilde sağlanması oldukça önemlidir. Mısır ve buğday gibi enerji içeriği yüksek tahıl kaynakları açısından belli oranda yeterli olan ülkemiz, özellikle kaliteli protein kaynakları açısından ithalata mahkûmdur (1). Kanatlı yemlerinde maliyetin önemli bir kısmını enerji ve protein kaynakları oluşturmaktadır. Çünkü tavuk yemlerinde yemin yaklaşık %50-65'i enerji, %25-40'ı protein kaynaklarından kuruludur. Yemi ucuzlatmanın yolu ekonomik kaynakları temin etmek veya alternatif kaynakları bulmak ve kullanmak şeklindedir (2). Kanatlı yemlerinin temeli olan mısır, soya küspesi ve balık ununa alternatif olarak bezelye, yosunlar, böcekler, burçak, guar, moringa oleifera ve lupenler bu makalede incelenmiştir.
Bitkisel protein açığının kapatılmasında, ülkemiz bitkisel üretim desenine uygun yağ sanayi yan ürünlerinin (fındık küspesi, ayçiçeği küspesi, pamuk tohumu küspesi, aspir küspesi, mısır glüten unu) kullanımı öne çıkmaktadır. Yoncanın (yonca unu) ve süt endüstrisi yan ürünlerinin (peynir altı suyu veya tozu, ) kanatlı yemi olarak kullanımını yaygınlaştırıcı yem teknolojiler üzerinde çalışılmalıdır (3).
Bezelye, soya fasulyesi küspesiyle karşılaştırıldığında düşük protein (NRC, 2001) ve yüksek nişasta içeriğine sahiptir (4). Soya küspesinde ham protein %45–55 arasında iken; bezelyenin ham proteini %25.1 ’ dir. Bezelyede ADF (%9.1) ve NDF düzeyleri (%18.5) soya küspesinden (%6.1 ve %10.0) yüksektir. Bu iki yem hammaddesinin metabolik enerji içerikleri aynıdır (3.42 Mcal/kg). Kalsiyum ve fosfor düzeyi, bezelyede %0.12 ve 0.46 iken soya küspesinde %0.38 ve 0.78’dir (5). Bezelyenin, yumurtacı tavuklar üzerine etkisinin incelendiği bir çalışmada (6), soya küspesi yerine karma yeme 500 g/kg ’dan fazla bezelye katkısının günlük yumurta verimi ile yumurta ağırlığını etkilemediğini buna karşılık yem tüketimini arttırdığını; aynı zamanda da yumurta kalite ölçütleri üzerine de etkisinin olmadığını ifade etmişlerdir. Ancak baklagil daneleri içerisinde bezelyenin treonin, arjinin ve fenilalanin aminoasitlerince en yüksek düzeyde olduğu görülmüştür. Hem yapısındaki aminoasitler açısından hem de nişasta oranının yüksek olması açısından, antibesinsel faktörler ortadan kaldırılarak enerji ve protein kaynağı olarak kullanılabilir.
Yosunların protein miktarları türden türe değişiklik gösterir. Örneğin bir mikroalg olan Spirulina’da bu oran kuru maddede %70 iken kırmızı alglerde %30-40, yeşil alglerde %20 ve kahverengi alglerde %10-11 oranında tespit edilmiştir. Yosunların yağ içeriği ise düşüktür, %1-5 arasında değişir. Buna rağmen kapsadığı esansiyel yağ asitleri diğer kara bitkilerinden çok daha fazladır. Yosunlar ayrıca mineral ve vitamin deposudur. Kahverengi ve kırmızı alglerde alfa ve beta karoten miktarı 2-7mg/100g KM’dir. Bu iki yosun türündeki C vitamini miktarları ise 50-300 mg/100g KM arasında değişmektedir (7). Bratova ve Ganovski ise yaptıkları yumurta tavuğu çalışmasında %1, 2 ve 4 oranlarında Karadeniz algi (Cystozeria barbata, Ulva lactuca ve Zostera nona karışımı) kullanmışlardır. Yumurtlama oranı %2’lik grupta, kontrol grubu ile karşılaştırıldığında, %22.7 oranında yükselmiş ve yumurta kabuğundaki Ca ve Mg ve yumurta sarısındaki Vitamin A, E ve beta-karoten içeriği de daha yüksek oranda bulunmuştur (8). Yosunlarla yapılan denemelerin EPA ve DHA düzeyini artırmada başarılı olduğu fakat hayvanların performans ve elde edilen ürünlerdeki oksidasyon parametreleri üzerine çalışmaların yetersiz olduğu çalışmaların bu noktalarda yoğunlaştırılmasının faydalı olacağına inanılmaktadır.
Böcekler insan ve hayvanlar için yüksek kaliteli protein kaynaklarıdır (9). Böceklerin besin maddeleri bileşimi, büyüme ortamları ve yetiştirme koşullarının yanı sıra yaşam evrelerine de bağlıdır (10). Örneğin, karasinek larvasının metiyonin içeriği kanatlı dışkısında yetiştirildiğinde, çeşitli bitkisel artıklarda yetiştirileninkinden daha yüksek bulunmuştur (11). Yemlik böcek larvaları, nişasta bazlı rasyonlardan ziyade protein esaslı rasyonları tercih eder ve mayayı değerlendirebilir. Ham protein içeriği % 11.9 olan rasyon ile beslendiğinde yemden yararlanma oranı 6.05’dir. Bu oran % 32.7 ham proteinli rasyon kullanıldığında 3.04’e kadar düşebilmektedir. Yemlik böcek ununun protein konsantrasyonunda belirgin bir değişiklik gözlenmezken, düşük proteinli rasyonla beslenen yemlik böceklerin yağ miktarı, yüksek proteinli rasyonla beslenenlere kıyasla (%18.9 ve %26.3) önemli derecede düşük bulunmuştur.
Böceklerin büyümeleri çok hızlı, yemden yararlanmaları çok yüksektir. Bir kg böcek proteini üretmek için yaklaşık 2 kg organik artık ile 1 m2 alan gerekmektedir (12). Böcekler protein ve esansiyel aminoasitler bakımından zengin kaynaklardır (10,12). Böcek unlarının protein içeriği aynı böcek türlerinde bile böceğin gelişim evresine göre yaklaşık % 40-60 arasında değişmektedir. Böceklerin aminoasit profili, balık unu ile kıyaslandığında karasinek larvası hariç tüm böceklerin metiyonin ve sistin içeriklerinin balık unununkinin yaklaşık yarısı kadar olduğu görülmektedir.
Wang ve ark. (13), etlik piliç yemlerinde, balık ununa ikame olarak %15 düzeylerine kadar kullanılan çekirge ununun (%58.3 HP, %10.3 HY, %8.7 kitin, %2.96 HK ve 2.960 kcal/kg ME içermektedir) canlı ağırlık, yem tüketimi ve yem dönüşüm oranını olumsuz etkilemeden, protein açığını kapatmak için kullanılabileceğini bildirmişlerdir. Yumurta tavuklarında yapılan bir çalışmada (14) Büvelek sineği (Hermetia illucens)’in soya küspesinin tamamı yerine ikame edilmesinin ince bağırsaklarda sindirimi azalttığı ve enzimatik aktiviteyi değiştirdiği, buna karşın sekumda butirik asit üretimini artırdığı belirlenmiştir. Bu özellikleri böceklerin kanatlı rasyonlarında antibiyotiklere alternatif olarak kullanımına dikkati çekmiştir ve son yıllarda bu yönde yapılan çalışmaların sayısı giderek artmaktadır. Islam ve Yang (15) tarafından yapılan bir çalışmada un kurdu (Tenebrio molitor) ve süper un kurdu (Zophobas morio) probiyotik larvalarının % 0.4 düzeylerinde rasyonlara ilave edildiğinde Salmonella ve E.coli ile enfekte broyler civcivlerde canlı ağırlığı, IgA ve IgG düzeylerini artırdığı, yemden yararlanma oranı, sekumda E.coli ve Sallmonella sayısı ile sekum pH değerini düşürdüğü ve antibiyotiklere alternatif olarak kullanılabilecekleri bildirilmiştir.
Burçak iyi bir protein kaynağıdır. Protein içeriği %21 ile %28.5 arasında değişim göstermektedir. Diğer tahıllarla karşılaştırıldığında ortalama protein içeriği %24.02’dir. Baklagil taneleri kanatlılar için önemli protein kaynakları olup %20-40 düzeyinde ham protein ihtiva ederler. Bununla birlikte bazı baklagil tanelerinin herhangi bir işleme tabi tutulmadan rasyonlara katılması kanatlıların yumurta verimi ve canlı ağırlık artısında azalmaya, aminoasit emiliminde inhibisyona ve pankreasta büyümeye neden olmuştur. Bu zararlı etkileri tripsin, kimotripsin ve amilaz inhibitörleri, tanen veya glikozidler gibi çeşitli toksik maddelerin mevcudiyetine bağlanmıştır. Otoklavlanmış burçak kullanımı, yumurtacı tavuklarda oluşan toksisiteyi azaltmaktadır. Araştırıcılar %30 düzeyindeki burçakla beslenen grubun hayvanlarında düzensiz tüy oluşumu gözüktüğünü de bildirmişlerdir. Düzensiz tüy gelişimine metionin gibi kükürtlü aminoasitler üzerine burçağın antibesinsel etkisinin neden olduğu düşünülmektedir (16).
Guar mükemmel bir temel aminoasit kaynağıdır. Lisin seviyesi oldukça yüksek; triptofan, izolösin, valin ve fenilalanin açısından zengindir. Kimyasal içeriğine bakılırsa %4 yağ, %45 ham protein, %4,5 oranlarında kül içerir. Lisin ve kükürtlü aminoasitler açısından zengindir (17). Çeşitli çalışmalar guarda antinutrisyonel faktörlerin (saponin, B-mannan ve tirpsin inhibitörü) olduğunu belgelemiştir (18). Yüksek ham protein ve aminoasit profili ile kanatlı rasyonlarında soya fasülyesi küspesinin alternatifi olarak kullanılabilinir. Antibesinsel faktörlerin ortadan kaldırılmasıyla hem kanatlı Rasyonlarında kullanılması hem de rasyon maliyetlerini azaltması açısından kanatlı sektörüne büyük fayda sağlayabilir.
Moringa oleifera, çeşitli dillerde farklı şekilde adlandırılan bir bitki olup, Moringa cinsinin en çok yetiştirilen ve bilinen türüdür. “Mucize ağaç” olarak da adlandırılır (19), sebebi ise tohumundan köküne, sapına kadar bitkinin her parçasından yararlanılması ve hemen hemen her parçasının ayrı bir değerinin olmasıdır. Moringa oleifera, tıp, insan besini, hayvan yemi, yağ, selüloz kaynağı, düşük maliyetli su arıtma gibi çok çeşitli alanlarda da kullanılmaktadır. Moringa bitkisi iyi bir protein kaynağıdır. Protein içeriği, bitkinin bölümlerine göre %7,1-39,17 arasında değişim göstermektedir (20, 21, 22).
Onu ve Aniebo (19), başlangıç dönemindeki etlik civcivlerin yemlerine moringa yaprak unu katılmasının performans ve kan parametreleri üzerine etkisini araştırdığı çalışmasında, %7,5 düzeyinde kullanılmasının söz konusu parametreler üzerine herhangi zararlı bir etki vermeden başarıyla kullanılabileceğini bildirmişlerdir. Moreki ve Gabanakgosi (2014), etlik piliçlerin yemlerine %5-20; yumurtacı tavukların yemlerine de %10 düzeyinde moringa yaprak unu katkısının, performans ölçütleri ile yumurta verimini artırdığını ifade etmişlerdir.
Soya küspesi, yüksek ham protein içeriği ve iyi aminoasit profili nedeniyle domuz ve kümes hayvanları için diyetlerde ana protein kaynağıdır. Bununla birlikte, soya fasulyesi unu ithal edilmek zorunda olduğundan, lüpenler gibi evde yetiştirilen protein kaynakları alternatif olarak kabul edilmiştir. Lüpenler % 44'e kadar ham protein içerebilir ve başka bir yerde yapılan önceki araştırmalar, diyetlerin pahalı sentetik aminoasitlerle desteklenmesi koşuluyla performans üzerinde olumsuz bir etkisi olmayan domuz ve kümes hayvanı diyetlerine eklenebileceklerini göstermiştir (23).
Sonuç olarak, bu alternatif protein kaynakları üzerinde özellikle de antinutrisyonel faktörler üzerinde çalışılarak kanatlı beslenmesine bu hammaddeler kazandırılabilir. Eğer ki antibesinsel faktörler ortadan kaldırılırsa hem rasyon maliyetleri azalacak hem de rasyon kalitelerinde belirgin düzelmeler gözlenecektir.
KAYNAKLAR
1- Kutlu HR, Şahin A, 2017. Kanatlı Beslemede Güncel Çalışmalar ve Gelecek için Öneriler, Hayvansal Üretim 58(2):67-79.
2- İnal F, Kahraman O, 2015. Turkiye Klinikleri J Anim Nutr&Nutr Dis-Special Topics ;1(2):25-34.
3- Shariatmadari, F., Forbes, J.M.2005. Performance of broiler chickens given whey in the food and/or drinking water. British Poultry Science 46 (4): 498– 505.
4- Valentine, S. C. and Bartsch, B. D. 1990. Milk Production by Dairy Cows Fed Legume Grains or Barley Grain with or without Urea as Supplements to a Cereal Hay Based Diet. Australian Journal of Experimental Agriculture, 30 (1): 7–10.
5- Anonymous, 2007. Pea Outlook for 2007. The Feed pea focus, Canada’s Feed Pea Newsletter. http://www.saskpulse.com/media/pdf s/070405_March_Issue_2.pdf. Erişim Tarihi: 09.09.2009.
6- Fru-Nji, F., Niess, E. and Pfffer, E. 2007. Effect of Graded Replacement of Soybean Meal by Faba Bean or Field Peas in Rations for Laying Hens on Egg Production and Quality. Journal of Poultry Science, 44 (1): 34–41.
7- Demirel G, Özpınar H, 2003. Uludag Univ. J. Fac. Vet. Med. 22, 1-2-3: 103-108.
8- Bratova K, Ganovskı KH. 1982. Effect of Black Sea algae on chicken egg production and on chick embryo development. Veterinarnomeditsinski Nauki.; 19: 99-105.
9- Van Huis A, Van Itterbeeck J, Klunder H, Mertens E, Halloran A, Muır G, Vantomme P (2013). Edible Insects: Future Prospects for Food and FeedSecurity. Food and Agriculture Organization of the United Nations (FAO), Rome, Italy.
10- Makkar HPS, Tran G, Heuze V, Ankers P, 2014. Animal Feed Science and Technology, 197:1-33.
11- Jozefıak D, Engberg RM, 2015. Insect as poultry feed. 20th European symposium on Poultry Nutrition, 24-27 August, Prague, Czech Republic.
12- Van Broekhoven S, Oonıncx DGAB, Van Huıs A, Van Loon JJA, 2015. Journal of Insect Physiology. 73: 1–10 .
13- Wang D, Zhaı SW, Zhang CX, Baı YY, An SH, Xu YN, 2005. Asian-Australian Journal of Animal Science, 18: 667-670.
14- Cutrıgnellı MI, Messına M, Tullı F, Randazzo B, Olıvotto I, Gasco L, Loponte R, Bovera F, 2017. Research in Veterinary Science. 117: 209-215.
15- Islam MD, Yang CJ, 2017. Poultry Science 96:27–34. http://dx.doi.org/10.3382/ps/pew220.
16- Ayaşan T, 2010. Burçağın (Vicia ervilia L.) Hayvan Beslemede Kullanılması, Kafkas Univ Vet Fak Derg REVIEW 16 (1): 167-171.
17- Ramakrishnan CV, 1957. Amino acid composition of crude and germinated guarseed flour protein (Cyamopsis Psoralioides). Experientia. 13(2): 78-79. https://doi.org/10.1007/ BF02160101.
18- Acamovic T, 2001. Commercial application of enzyme technology for poultry production. Worlds Poult. Sci. J. 57(3): 225-242. https://doi.org/10.1079/WPS20010016.
19- Onu PN, Aniebo AO, 2011. Influence of Moringa oleifera leaf meal on the performance and blood chemistry of starter broilers, Nigeria. Int J Food Agric and Vet Sci, 1(1): 38-44.
20- Mabruk AA, Talib HN, Mohamed MA, Alawad AH. 2010. A note on the potential use of moringa oleifera tree as animal feed, Hillat Kuku. J Vet Med and Anim Prod, 1(2):184-188.
21- Abbas TE. 2013. The use of Moringa oleifera in poultry diets. Turk J Vet Anim Sci, 37(5): 492-496.
22- Moreki JC, Gabanakgosi K, 2014. Potential use of moringa olifera in poultry diets. Global J Anim Sci Res, 2(2):109- 115.
23- Ziggers Dick, Lupins offer limited use in pig and poulltry diets, 31 Mar 2010, www.allaboutfeeed.net. Erişim tarihi:20.06.2019.