BLOG

Yem teknolojilerinin lokomotif firması: YEMTAR

24 Mayıs 20175 dk okuma

Emre Uyar, YEMTAR: "Yem fabrikaları gibi dinamik bir yapıya sahip işletmeler çok hızlı müdahale gerektirir. Yemtar A.Ş. olarak en başarılı olduğumuz konulardan bir tanesi de satış sonrası servis ve bakım hizmetleridir. Bir müşterimizden duyduğum bir söz ne kadar doğru yolda olduğumuzu gösteriyor; 'Gece fabrikanız dursa Yemtar gelir sabaha çalıştırır."

yemtar

Yemtar, yem makineleri sektöründe faaliyet gösteren önemli oyunculardan biri. Hikâyesi aslında 1970’li yıllarda başlayan Yemtar, bugün 47 ülkeye ihracat gerçekleştiren lider firmalardan biri haline geldi. Biz de Yemtar Satış ve Pazarlama Müdürü Emre Uyar ile bir araya geldik ve Yemtar’ın hikâyesini, sunduğu teknolojik çözümleri, ihracat faaliyetlerini, teknik hizmetlerini, inovasyonlarını ve gelecek hedeflerini konuştuk.

Teknoloji düzeyini her zaman bir adım öteye taşımak ve bunun sürdürülebilirliğini sağlamak adına "Yemtar Ar-Ge Merkezi" kurduklarını belirten Emre Uçar, çağın getirdiği yenilikleri yakından izlediklerini ve bu sayede 2016 yılı itibariyle ürettikleri makinelerin yüzde 66’sının Afrika, Rusya, Azerbaycan, Türki Cumhuriyetler, Asya-Pasifik ülkeleri ve Balkan ülkelerine ihraç edildiğini vurguluyor.

Detayları Emre Uyar’dan alıyoruz…

Türkiye’nin önde gelen teknoloji üreticisi Yemtar’ın başarı hikâyesini okuyucularımızla paylaşır mısınız? 1970’li yıllardan beri yem makineleri sektöründe faaliyet gösteren firmamız, 1980 yılında İsmail Çolak tarafından Yemtar ismiyle yeni bir yolculuğa başladı. İlk imalatlarımızı 100 m2’lik bir atölyede 6 personelle yapıyorduk. 1980’li yılların ortalarından itibaren Türkiye’de kanatlı sektörünün büyümeye başlaması ile bizler de büyümeye başladık. İlk ihracatımızı 1986 yılında Nijerya’ya gerçekleştirdik. 2001 yılındaki kriz ile birlikte şirketimizde başlattığımız kurumsallaşma çalışmaları ile şirketimiz bir kez daha kabuk değiştirdi. 2005 yılında şirketimizin kurucusu İsmail Çolak’ı kaybettik. Bu tarihten sonra yönetim kurulu başkanlığını İsmail Bey’in oğlu Abdullah Çolak üstlendi. 37. kuruluş yılımızı kutladığımız bu yıla baktığımızda, Yemtar 30 bin m2 bir arazi üzerinde 12 bin m2 kapalı alanı olan 175 personel çalıştıran, 47 ülkeye ihracat yapan, büyük bir fabrikaya dönüştü. Bu başarıya, şirketimizin ilkelerinden hiç vazgeçmeden, çağın getirdiği yenilikleri takip ederek ulaştık ve bu yolda çalışmalarımıza artarak devam ediyoruz.

Yemtar müşterilerine ne gibi teknolojik çözümler sunuyor? Yemtar A.Ş. olarak imalatlarımızın başında anahtar teslimi yem fabrikaları gelmektedir. Bunlar yanında anahtar teslimi rendering tesisleri, full-fat soya extrüzyon üniteleri, tahıl depolama siloları, organik gübre tesisleri yapmaktayız. Burada standart üretimlerden bahsetmiyoruz. Her müşterimizin ihtiyaçları bulundukları bölgeye, kültürlerine göre değişim göstermekte. Yemtar olarak bizim en iyi yaptığımız işlerden bir tanesinin müşterilerimizin ihtiyaçlarını en doğru şekilde belirlemek olduğunu söyleyebilirim. Bu şekilde kendilerine en ekonomik ve teknolojik açıdan en verimli çözümleri sunuyoruz. Müşterilerimizden aldığımız geri bildirimler sayesinde her yıl ürettiğimiz makineleri teknolojik açıdan geliştiriyor ve ürün portföyümüze yeni makineler ekliyoruz. 2017 yılında akreditasyonları tamamlanan Yemtar AR-GE Merkezi projesi ile artık sadece kendi müşterilerimize değil, tüm bölgeye doğrudan hizmet üretmeye başladık.

Üretimini gerçekleştirdiğiniz makinelerin ne kadarı yurtdışına ihraç ediliyor? Hangi ülkelerde Yemtar ürünlerini görmek mümkün? Son 5 yılda ihracat miktarımızda artarak devam eden bir ivme yakaladık. 2015 yılı itibari ile ürettiğimiz makinelerin yüzde 60’ı yurt dışına ihraç edilirken 2016 yılı itibari ile bu rakam yüzde 66'ya ulaştı. Bu oranı önümüzdeki 2 yıl içerisinde yüzde 75 seviyesine çıkarmayı hedefliyoruz. Bugün itibari ile 49 ülkeye ihracat yapıyoruz. Haritaya baktığımızda oldukça geniş bir coğrafyaya hizmet ve ürün götürüyoruz. İhracat yaptığımız bölgeler; Ortadoğu başta olmak üzere, Afrika, Rusya, Azerbaycan ve Türki Cumhuriyetler, Asya-Pasifik ülkeleri ve Balkan ülkeleri olarak öne çıkıyor.

Müşterilerinize sunduğunuz satış sonrası bakım gibi teknik hizmetlerden bahseder misiniz? Özellikle yurtdışındaki müşterilerinize ihtiyaç anında nasıl hizmet sağlıyorsunuz? Yem fabrikaları gibi dinamik bir yapıya sahip işletmeler çok hızlı müdahale gerektirir. Fabrikayı mümkün olan en kısa zamanda tekrar çalışır hale getirmeniz gerekir. Yemtar A.Ş. olarak en başarılı olduğumuz konulardan bir tanesi de satış sonrası servis ve bakım hizmetleridir. Müşterilerimizden aldığımız geri bildirimler sayesinde de bu konudaki hassasiyetimizin müşteriler gözündeki önemini de görmekteyiz. Bir müşterimizden duyduğum bir söz ne kadar doğru yolda olduğumuzu gösteriyor; "Gece fabrikanız dursa Yemtar gelir sabaha çalıştırır."

Son yıllarda özellikle de yurt dışında kurduğumuz tesislerdeki artışlar nedeniyle servis ve bakım hizmetleri üretmek çok zorlaştı. Aynı anda birçok yere teknik personel ve hizmet sağlamanız gerekiyor. Bu hizmeti kendi atölyenizdeki personellerle vermek de hali hazırdaki üretiminizi etkiliyor.

Bu nedenle 2014 yılında müşterilerimize servis ve bakım hizmetini en doğru ve hızlı şekilde sağlayabilmek için Yemser firmasını kurduk. Buradaki amaçlarımızın başında uyguladığımız check-up, kesirimci bakım ve periyodik bakım yöntemleri ile işletmelerin yaşadığı duruş sürelerini en aza indirmek ve müşterilerimizin sorunlarına en hızlı şekilde çözüm üretmekti. Bu konuda ülkemizde çok büyük bir açık var. Geçtiğimiz 3 yılda beklediğimizin çok üzerinde bir taleple karşılaştık. Şuan sadece yem fabrikalarına değil, gıda, kimya sektörleri gibi birçok farklı sektöre de hizmet sağlamaktayız.

Bir makinenin kurulumunu tamamladıktan sonra üretimde çalışacak personele eğitim veriyor musunuz? Bu konudaki çalışmalarınız hakkında bize biraz bilgi verebilir misiniz? Her tesisin kurulum ve devreye alma işlemleri tamamlandıktan sonra personellerimiz daha önceden belirlenen sürelerde eğitim hizmeti vermektedir. Fabrika çalıştırıldıktan sonra müşterilerimizin belirlediği personellere, onlarla birlikte çalışarak uygulamalı eğitim de veriyoruz.

Yemtar’ın Ar-Ge çalışmaları ve buna ayırdığınız bütçe hakkında biraz bilgi verir misiniz? Teknoloji düzeyimizi her zamankinden daha yüksek noktalara taşımak ve bunun sürdürülebilirliğini sağlamak adına, mevcut tasarım ve proje geliştirme ofisimizi geliştirip büyüterek "Yemtar Ar-Ge Merkezi" unvanı altında kurumsallaştırdık. Bu sayede, kurum kültürümüzü, marka değerimizi, bilgi birikimimizi, geleceğe emin adımlarla taşıma gayreti içerisindeyiz.

Yakın bir zamanda piyasaya sunduğunuz ya da sunacağınız bir yenilik var mı? Varsa bu yeniliğinizin avantajlarını anlatır mısınız? 2015 yılında Türkiye’de ilk defa ürettiğimiz dişli pelet presinin farklı modellerinin bu yıl satışa çıkarılması hedeflenmektedir. Temmuz ayı gibi 660’lık dişli pelet presi görücüye çıkacak. Bu sayede ilave alan gerektirmeden mevcut fabrikaların kapasitelerini yüzde 15-20 artırmak mümkün olacak.

Müşterilerinizin sizi tercih etme sebepleri hakkında ne düşünüyorsunuz ya da yeni bir yatırımcı neden Yemtar’ı tercih etmelidir? Müşterilerinize vadettikleriniz neler? Yemtar A.Ş. olarak bizler müşterilerimizle ilişkilerimizi evliliklere benzetiriz. Yem fabrikası çalıştığı müddetçe müşterimizin bize ihtiyacı olduğunu biliyoruz. Tüm müşterilerimize ihtiyaç duydukları her noktada teknik destek sağlıyoruz. Bu da sizi rakiplerinizden öne geçiriyor.

Yemtar’ın gelecekle ilgili hedef ve planlarından da biraz bahseder misiniz? Dünya yem pazarının geleceğini ve bu pazarda gelecekteki rolünüzü nasıl görüyorsunuz? Dünyada artan nüfus ve gıda ihtiyacı ile doğru orantılı olarak yem fabrikalarına olan talep de artmaktadır. Sürekli geliştirdiğimiz teknolojiler ve sağladığımız hizmetler sayesinde bugün olduğu gibi yarın da bu sektördeki lokomotif firmalardan biri olmaya devam edeceğiz.

Kapak Dosyası Kategorisindeki Yazılar
05 Nisan 20198 dk okuma

Yem ve Yem Üretim Teknolojilerinde AR&GE ve İnovasyon

Küresel yem endüstrisi, et, süt ve diğer hayvancılık ürünlerine olan artan taleple karakterize edil...

14 Ocak 20226 dk okuma

Süt sığırlarında aflatoksinlerin önemi ve olumsuz etkilerini önlemenin yolu