Bitkilerden ve deniz yosunlarından elde edilen mikrokapsüllenmiş metabolitlere dayalı yeni kombinasyonlar, büyüme destekleyicilerine alternatif sunar ve besi hayvanlarının tutarlı performansını destekler.

Dr. Stéphanie Ladirat
R&D Director
NUQO feed additives
DOĞAL ALTERNATİF BÜYÜME DESTEKLEYİCİLERİ, YENİ BİR SINIR
Büyüme destekleyicileri (AGP) olarak kullanılan antibiyotiklerin dünya çapında çeşitli bölgelerde yasaklanmasıyla birlikte, beslenme uzmanları, piliçlerin performansını AGP ile aynı seviyeye çıkarmak için bitki özlerine dayalı katkı maddeleri kullanmaya çalıştı. İlk amaç bitki özlerini antimikrobiyal aktiviteleri için kullanmaksa, araştırmalar bağırsak fonksiyonları üzerindeki etkilerinin daha geniş olduğunu göstermiştir;
1. mikrobiyota bileşimi ve aktivitesinin modülasyonu: Bazı bitki özleri, ‘iyi’ bakteriler üzerinde sınırlı etkiye sahipken belirli patojenlerin büyümesini veya virülansını sınırlayabilir. Veya,
2. sindirim fonksiyonlarının uyarılması: Çeşitli bitki özleri, endojen sindirim enzimlerinin aktivitesini arttırır ve alımı ve transepitelyal taşımayı etkiler ve besinlerin sindirimini ve emilimini geliştirir. Veya,
3. bağışıklık tepkisinin modülasyonu: Spesifik moleküller bağırsak iltihabının azalmasına katkıda bulunurken, diğer moleküller makrofajlardan sitokin üretimini modüle eder veya iltihabı kontrol altında tutmak veya kazanılmış bağışıklığın gelişimini desteklemek için sitokin üretimini kodlayan ekspresyon genlerini aşağı/yukarı düzenler. Veya son olarak:
4. bağırsak bütünlüğünün iyileştirilmesi: Bazı moleküller veya doğal bileşenler, mukus üretimini ve epitel hücre çoğalmasını uyarır ve bu sebeple bağırsak yapısının olgunlaşmasına ve bütünlüğüne katkıda bulunur.
Ayrıca, son on yılda araştırmalar, fitojenik bileşiklerin sindirim sisteminde korunmasını ve salınmasını garanti etmek, aktif bileşenlerin israfını veya bozulmasını önlemek ve tutarlı etkinlik sağlamak için mikro kapsülleme teknolojisinin önemini vurgulamıştır.
FİKOJENİKLER: DENİZ ALGLERİNDEN YENİ MOLEKÜLLER
Fitojenikler, hayvan beslenmesinde büyük önem taşımaktadır ve deniz makroalgleri, hayvan performansını ve sağlık parametrelerini olumlu yönde etkilemek için takviye olarak kabul edilebilir. Deniz yosunları; kahverengi algler (Phaeophyceae), kırmızı algler (Rhodophyceae) ve yeşil algler (Chlorophyceae) dahil olmak üzere büyük ve heterojen bir grubu temsil eder. Algler sıklıkla bir besin kaynağı olarak incelenirken, deniz yosunları, prebiyotik, anti-mikrobiyal, antioksidan, anti-enflamatuar ve bağışıklık düzenleme etkileri için incelenen ‘fikojenikler’ (Yunanca Phycos = Alg’den) olarak adlandırılan birkaç biyoaktif moleküle sahiptir. Yalnızca deniz yosunlarında bulunan moleküllere birkaç örnektir sülfatlanmış polisakkaritler, florotanninler ve laminarinlerdir.
Araştırmalar, çeşitli bileşiklerin ve metabolitlerin etkilerini ve bunların fizyoloji üzerindeki spesifik etkilerini göstermiştir. Deniz yosunlarından elde edilen ve özellikle üzerinde çalışılan moleküllerin veya molekül gruplarının kısa bir listesi şu şekildedir: florotannin, tokoferol, bromofenol (antioksidan aktivite) gibi doğal polifenoller; sülfatlanmış polisakkaritler veya fukoidanlar (Bağışıklık arttırıcı); doğal pigment (yumurta/et rengini iyileştirmek için) veya ayrıca spesifik kompleks polisakkaritler (Prebiyotik etkisi). Fikojeniklerin fitojeniklerin yerini alması amaçlanmamıştır, ancak insan ve hayvan sağlığı üzerinde potansiyel faydaları olan yeni metabolitler için harika bir fırsat sunarlar.
‘STANDART’ FİTOJENİKLERİN ‘İLERİ’ FİTOJENİKLERLE KARŞILAŞTIRILMASI
Mahanakorn Teknoloji Üniversitesi (Tayland) Veterinerlik Fakültesi’nde 4 işlemin etkilerini karşılaştırmak için yakın zamanda bir deney yapıldı. İlk işlem, klasik mısır/soya fasulyesi formülasyonu (Negatif İşlem, NC) ile temel bir diyetten oluşuyordu. İkinci işlem, 100 g/ton yem oranında fitojeniklere (Pozitif Kontrol, PC) dayalı bir ticari solüsyonun eklenmesiyle aynı temel diyetten oluşuyordu. 3. ve 4. işlem; 35 gün boyunca 75g/ton yem veya 21 güne kadar 100g/ton yem ve ardından sonuna kadar 75g/ton olmak üzere 2 farklı dozda (NUQO© teknolojisi, NQ1 & NQ2) olmak üzere fitojenik ve fikojeniklerin mikro-kapsüllenmesine dayalı yeni bir yem katkı teknolojisinin eklenmesiyle aynı temel rasyondan oluşuyordu. Diyet periyotları, sırasıyla %22 HP 3.100 Kcal ME/kg ve %20 HP 3.150 Kcal ME/kg olmak üzere başlangıç diyeti (1-21 gün) ve büyütme diyeti (22-35 gün) olmak üzere iki aşamaya ayrıldı. Tüm diyetler püre yemdi. Tüm kuşlara yem ve içme suyuna ad libitum (sınırsız) erişim hakkı verildi. Rutin ilaç, aşılama ve hayvancılık uygulamaları hayata geçirildi.
Bu deney sırasında araştırmacılar çeşitli parametreleri ölçtüler: Büyüme performansı verileri toplandı ve 1-21, 22-35 ve 1-35 günlük birikmiş dönemler için analiz edildi. Tüm işlemlerin vücut ağırlığı, vücut ağırlık artışı, yem alımı ve yemden yararlanma oranı analiz edildi. Bağırsak mikrobiyal konsantrasyonları 35 günlükken değerlendirildi. Çekum içerikleri, laktik asit bakterisi ve Klostridium perfringens miktarını belirlemek için kullanıldı. Salmonella spp.’yi belirlemek için kloakal sürüntü örnekleri kullanıldı. Bağırsak morfolojisi, 14. ve 35. günlerde toplanan jejunum numuneleri üzerinde değerlendirildi. Villus yüksekliği ve kript derinliği ters mikroskop kullanılarak kesitte belirlendi. Villus yüksekliği-kript derinliği oranları hesaplandı. Oksidatif enzim konsantrasyonları, 21. ve 35. günlerde alınan kan örneklerinde değerlendirildi.
Performansla ilgili olarak, genel dönem boyunca (1-35), PC işlemi ile beslenen hayvanlar, kontrol grubu NC ile çok az farklılık gösterdi. NQ2 veya NQ1 ile beslenen hayvanlar, sırasıyla +%3,6 ve +%2,6 yem alımı ve +%2,3 ve +%1,9 canlı ağırlık artışı olmak üzere kontrol grubundaki hayvanlardan daha iyi performans gösterdi. NQ1 ve NQ2 işlemleri, PC işlemine kıyasla FCR’de önemli bir gelişme gösterdi. Sonuç olarak, NUQO© NEX’in her iki dozu da etçi civcivlerin performansını iyileştirmiştir, ancak NQ2 ile beslenen hayvanlar, NQ1 ile beslenen hayvanlardan genel olarak daha iyi performans göstermiştir.
Buna paralel olarak, NQ tedavisi, faydalı bakterileri etkilemeden, broyler civcivlerde C. perfringens seviyesini azalttı, bu da bağırsak mikrobiyal popülasyonu üzerinde olumlu bir etkiyi yansıtıyor. Ayrıca, jejunumdaki villus yüksekliği analiz edildiğinde, hem NQ1 hem de NQ2 işlemlerinin ince bağırsağın toplam emilim alanını doza bağımlı bir şekilde iyileştirdiği görülebilir. Villi yüksekliğinin kript derinliğine oranı NC’ninkine benzerdi, bu da daha uzun villus yüksekliği için hücre yenilenmesinin büyüme için enerji maliyetine yol açmadığını gösteriyor.
YENİ BİR STANDART OLARAK MİKRO KAPSÜLLÜ FİTOJENİKLER VE FİKOJENİKLER
Fitojeniklerin pazarı son on yılda önemli ölçüde büyüme kaydetmiştir. Elbette tüm çözümler aynı değildir, farklı formüller, farklı teknolojiler ve tabii ki ‘şeffaflık’ ve bilimsel destek açısından bazı farklılıklar söz konusudur. Artık fitojeniklerin etkileri hakkında ortak bir kabul var, ancak aynı zamanda standart ve beklentiler de daha yüksek. Beslenme uzmanları, bitkilerden (fitojenikler) veya deniz yosunlarından (fikojenikler) kaynaklanan metabolitlerin etki şekli hakkında net bilgilere ihtiyaç duyar. Bu çözümlerin kararlılığını, salınımını ve tutarlı etkinliğini garanti eden gelişmiş üretim teknolojileriyle çalışmak da önemlidir. Net formül ve teknolojiye sahip yeni nesil ürünler, alternatif veya sürdürülebilir büyüme destekleyicisi olarak kullanılabilir. Son araştırmalar, hayvanların performansını desteklemek için daha yüksek ama aynı zamanda daha tutarlı bir etki göstermiştir. Bu teknoloji, performansı artırmak veya formülasyonu optimize etmek ve piyasa şartlarıyla başa çıkmak için yem maliyetlerini azaltmak için kullanılabilir.