BLOG

Pastadan pay almaya değil, yeni pastalar bulmaya çabalıyoruz

06 Mart 202210 dk okuma

Sürekli yeni ihracat noktaları arayışında olduğumuz için her geçen yıl ihracat ağımız artıyor. Pastadan pay almak yerine yeni pastalar bulmak için çabalıyoruz.

Mehmet Özgür Eroğlu 
Satış ve Proje Danışmanı


Röportaj / Cemalettin Kanaş

Türkiye’nin tahıl ambarı olarak bilinen Konya, tarımsal üretime bağlı olarak makine sektörünün de oldukça geliştiği bir sanayii kentimiz. Kentin verimli ovalarında yapılan üretimi önce küçük imkânlarla işlemeye başlayan yerel üreticiler zamanla büyüdü ve dünyanın birçok yerine ihracat yapacak bir konuma ulaştı. Atlas Yem Makinaları da bu firmalardan biri. 2004 yılında üç girişimcinin bir araya gelerek kurduğu firmanın bugün gündeminde portföyüne standart dışı tasarıma sahip yeni nesil makineler katmak ve ihracat pazarlarını genişletecek stratejiler üretmek var. Atlas Yem Makinaları’nın Satış ve Proje Danışmanı Mehmet Özgür Eroğlu ile piyasaları, makine sanayiini ve ihracat stratejileri hakkında sohbet etme imkânı bulduk. Ayrıca yapay et gibi popüler ancak tartışmalı konulardaki düşüncelerini de öğrenmiş olduk.

Atlas Yem Makinaları’ndan Sayın Mehmet Özgür Eroğlu’nun sorularımıza cevapları şöyle:

Feed Planet’in sadık okurları biraz da hafızaları güçlüyse Atlas Yem Makinaları’nı ve sizi hatırlayacaklardır. Kısaca firmanızdan bahseder misiniz?

2004 yılında 3 girişimci tarafından Konya’da küçük bir atölyede kurulan Atlas Yem Makinaları, kuruluşundan bugüne kadar, durmadan kendini geliştirerek bugün sektörde saygın bir yere sahip olmuştur. Makine imalatında yılların verdiği tecrübe ile yeni fikirler ışığında sürekli portföyüne yeni makinalar katmakta olup, sektörün öncü firmaları arasına girmeyi başarmıştır. Ekip arkadaşlarımızın katkıları ile kendini geliştirmeye ve büyümeye devam edeceğinden de eminim.

Müşterilerinize ve piyasadaki diğer oyunculara Atlas Yem Makinaları’nı sorsak hangi cevapları alırız? Sizi rakiplerinizden ayıran noktalar nelerdir? Sizce yem üreticileri neden sizi tercih etmeli?

Öncelikle ikinci sorunuza dışardan bir göz olarak objektif bir cevap vermek istiyorum. Yatırımcıların önceliği yer ve bölgeye göre değişkenlik gösterse de, çoğu zaman maliyet olmuştur. Biz bunun önüne geçmek için müşterilerimize kalitenin kısa vadede olmasa da uzun vadede maliyetlere olan etkisinden bahsederek, bu maliyetleri nasıl düşüreceğimiz konusuna yoğunlaşıyoruz. Makine imalatlarında sıkça rastlanan hata olarak ilk göze çarpan şeylerden biri, hesaplamaların hatalı yapılarak, kısa ömürlü ekipmanlar ile imalat yapılması ve bunun sonucunda, uzun vadede bakım ve yedek parça maliyetlerinin çok yükselmesi. Kaliteli ürün, uzun ömürlü ekipman ve sağlam bir tasarım, hem makina hem tesis ömrü için çok değerli etkenlerdir. Müşterilerimizi bu yönde bilgilendiriyoruz, tercihlerini uzun vadeli düşünerek yapmalarını istiyoruz ve ilk sorunuzda sorduğunuz; tercih nedenlerine bu doneleri de ekleyerek kararlarında etkili olmaya çalışıyoruz. Ve müşterilerimize Atlas Yem Makinaları firmasını sorduğunuz zaman cevapları da muhtemelen, uzun ömürlü, kaliteli ve sağlam makinalar olacaktır.


Teknoloji konusunun aklıma ilk getirdiği şeyler: baş döndürücü bir rekabet ve gelişim hızı. Hem olumlu hem de olumsuz anlamda söylüyorum. Konu yem makineleri olduğunda, siz bu rekabet ortamında nasıl ayakta kalıyorsunuz? Sürekli gelişen teknolojiye ayak uydurmak konusunda zorluklar yaşıyor musunuz? Dijitalleşme ve endüstri 4.0 kavramlarını da dikkate alarak değerlendirir misiniz?

Teknolojinin baş döndüren hızı hepimizin malumu. Bu hıza ayak uydurmak da ancak verimli bir şekilde çok çalışarak mümkün olabiliyor. İnsan hayal gücünün bir sınırı yok. Ve şu an evlerimizde, işyerlerimizde ya da ceplerimizde taşıdığımız son teknoloji ürünler hep bu hayal gücümüz sayesinde var oldu. Teknolojinin hayatımızı kolaylaştırdığı ve yaşam kalitemizi artırdığı gerçeğini kimse inkâr edemez. Aynı mantıkla düşünerek, teknolojiyi fabrika makinalarımız ve ekipmanlarımızda da kullanarak, müşterilerimizin işlerini kolaylaştırmak elimizde. Endüstri 4.0 devrimi, yıllardır sektörümüzde kullanılan bir teknoloji. Proseslerimizi neredeyse insan eli değmeden, insani hatalardan uzak tamamen dijital bir ortamda çalıştırıyoruz. Bu uzun bir süredir böyle. Ama bence, eksik kaldığımız bazı şeyler var hala. Proseslerimizde kullandığımız teknolojiye destek olarak, makinalarımıza da kendi teknolojilerimizi katmamız gerekiyor. Müşterilerimize bazı üretim safhalarında yeni kolaylıklar sağlamamız, ve yine müşterilerimizin kullandıkları proses senaryoları dışında yeni senaryolar sunarak, ürettikleri ürünlere kalite konusunda katkıda bulunmamız gerekiyor. Yem sektöründe sürekli yeni arayışlar, hayvan beslemenin en etkin ve maliyetsiz yönleri araştırılıyor. Biz makine imalatçıları olarak, onların hayal güçlerini de kullanarak, bu araştırmalarına yeni makinalar ile cevap vermek durumundayız. Yıllardır süregelen Avrupa ülkelerinden makine konusunda geride olduğumuz klişesinden bu şekilde kurtulacağımızdan şüphem yok. Bu da çok çalışmakla mümkün görünüyor. Bu arada içimden bir Sakıp Sabancı çıktı sanırım. Çalışmak, çalışmak, çalışmak…


YAPAY ET GÜNDEMİ TAM BİR FELAKET

Pandeminin etkisini tüketiciler öncelikli olarak gıda alanında hissetti. Ancak yem hammaddeleri ve makine üretimi için gereken hammaddeler konusunda da aksayan tedarik zinciri sanayiyi de birinci elde etkiledi. Son kertede süreç nereye evrildi? Hammadde fiyatları ve bulunabilirliği konusunda piyasa konusundaki değerlendirmenizi alabilir miyiz?

Pandemi tüm dünyada olduğu gibi ülkemizi de birçok alanda etkiledi. Gıda ve hammadde konularında Çin’in egemen olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Tüm dünyada, özellikle cevher ve hammadde konusunda çok fazla etkililer. Bu süreçte yaşadıkları tam kapanmalar ve uzun süren karantinalardan dolayı aylarca üretim yapamadılar. Bunun sonucu olarak tüm dünyada bir hammadde krizi yaşandı, hala da aynı krizin etkileri devam ediyor. Bu süreç benim tahminim daha yıllarca sürecek. Bunun ana sebeplerinin başında, zaten pandemi öncesinde de olan bir durum var. Tükenen kaynaklarımız. Tarım ve gıda maddelerindeki kriz bence pandemi öncesinde de vardı. Tarım konusunda dışa bağımlılığımız gün geçtikçe artıyor. Kendi kendine yetebilen bir ülke olamadık. Bunun birçok sebebi var ama politik konulara dalmak yerine, kendimiz neler yapabiliriz buna bakmalıyız. Bir önceki sorunuzun cevabında da bahsetmiştim. Dünya yeni arayışlar içinde. Hayvanların yediği gıdalardan, aldıkları nefese kadar her şey sorgulanır oldu. Bu kadar hayvana ne gerek var diyenler de var, yapay eti savunanlar da. Tabi ki benim gibi doğal yaşamı bozacak her şeyin karşısında olanlar da. Hayvansal gıdalar zaten yeterince doğal olmamakla beraber, bu gıdaların tamamen kimyasal olması düşüncesi inanın tam bir felaket. Bu bakımdan hayvanların beslenmesi ile ilgili daha etkili yöntemler bulmalıyız. Daha az yemle daha çok verim nasıl sağlanır? Ya da topraklarımızı en verimli şekilde nasıl kullanabiliriz? Bu sorulara eğilmemiz şart. Bu konu geleceğimiz açısından çok büyük önem arz ediyor. Ekilebilir arazileri en verimli şekilde kullanmak, geri dönüşümü etkin hale getirip hammadde ihtiyaçlarımızı en aza indirgemek küçük ama etkili çözümler olabilir. Her iki konuda da asıl iş bizlere düşüyor bence. Hammadde konusunda işin bir de maliyet kısmı var, azalan kaynaklar, stokları eriyen cevherler vs. şu an işi içinden çıkılmaz bir hale getirdi. Demir ve çelik fiyatları hiç olmadığı kadar yüksek. Ve sanayinin en öneli hammaddeleri bunlar. Değişken döviz kurları da imalatçıların belini büken başka bir durum. Umarım en kısa zamanda doğal sürece yakın bir süreç yaşamaya başlarız. Uzun vadede imalatçıları kötü günlerin beklemesini istemiyorsak, en kısa zamanda bu krize bir çözüm bulmalıyız.


FİYATTA DEĞİL, KALİTEDE REKABET ETMEK  GEREKİYOR

Yurt içinde yerli makine kullanımını teşvik eden kararlar hakkında neler söylemek istersiniz? Konuyla ilgili önerileriniz var mı?

Yerli makine kullanımı konusunda devletin sağladığı kolaylıklar bizleri mutlu ediyor. Geç kalınmış olmasına rağmen, sanayi kuruluşlarının geleceği için umut veren bir durum bu. Tüm dünya uzun bir süredir ekonomik krizle mücadele ediyor. Birçok ülkenin yerli üretim, yerli hammadde konularında çok büyük adımlar attığını görüyoruz. Devlet kurumlarımız da bu konuda bizlere yardımcı olmak için uğraşıyorlar. Ama burada kendimize şu soruyu sormakta fayda görüyorum. Neden yerli makinalar bir destek ile tercih haline geliyor? Neden yatırımcılar yabancı menşeili ürünlere ilgi duyuyorlar? Makine imalatçıları müşterilerin hangi isteklerine cevap veremedikleri ile ilgili bir araştırma yapmaları gerekiyor bence. İlk olarak buna bakmamız ve öz eleştiri yapmamız şart. Ülkemiz sanayicileri çok iyi bilirler, bazı yabancı menşeili yıllar öncesinde imal edilmiş makinalar, birçok firmaya hala hizmet etmekte. Tüm sektörler bazında bakarsak her imalatçının sorunu bu. Neden bizim makinalarımız tercih sebebi değil? Sebep üzerimizdeki kötü yafta mı, yoksa gerçekten makinalarımız talepleri karşılayamıyor mu? Biz ne zaman fiyat değil de kalite rekabetine girersek, ürünlerimizi en kaliteli şekilde üretirsek, yatırımcıların yerli makinayı tercih etmeme sebeplerini ortadan kaldırırız. Bu konudaki teşvikler de yerli imalatçıyı değil de, yatırımcıyı maddi anlamda rahatlatmak için yapılır. Bu konuda atılacak her adım çok önemli. Tüm makine imalatçılarının bu konuyu bir de bu yönüyle düşünmeleri gerekiyor. Eminim eğer istersek, çok yüksek standartlarda makinalar üretebiliriz.

İHRACAT PAZARLARINDA TIKANIKLIK VAR

Türk makine üreticileri son yıllarda ihracat rakamlarını katlayarak artırıyor. Makine İhracatçıları Birliği verilerine göre, 2021 yılında toplamda 23 milyar dolarlık makine ihraç edildi. Yem makinaları özelinde, sektörün bugünü ve geleceği hakkında neler söylemek istersiniz?

Bu konuda her zaman rakamlardan ziyade pasta payına bakmayı tercih ediyorum. İhracat ülkemiz adına çok önemli bir konu, özellikle son yıllarda ülkemizde sık sık görünen ekonomik dar boğazlar, bu konuyu çok daha önemli bir noktaya getiriyor. Dünya üzerinde hatırı sayılır bir ihracatımız mevcut. Ama hala olmamız gereken yerin çok gerisindeyiz. Yeni pazarlar aramak konusunda zorluklar yaşıyoruz. Artık bazı firmalar ülkelere göre makine üretmek zorunda kalabiliyorlar. Fiyat rekabeti biz makine üreticilerini inanılmaz derecede zorluyor. Bunun ana sebeplerinin başında, ihracat noktalarımızın darlığı geliyor. Sürekli aynı ülkelerdeyiz. Profesyonel çalışmalarla dünyanın her yerine makinalarımızı satabileceğimizden eminim. Neden bilmiyorum ama, firmalarımız sürekli doyum noktasında geziyor. Yem sektörüne kuş bakışı bakarsak, Avrupa’da bu işi yapan firmalar dünyanın her bölgesine ihracat yapmak için savaş veriyor. Makine imalatlarını bu yönde geliştiriyor, satış ağını sürekli genişletiyorlar. Neredeyse makinalarının tüm yedek parçalarını kendi bünyelerinde yapıyor ve yatırımlarını sürekli işlerini geliştirmek adına yapıyorlar. Bu konuda hızlı bir şekilde bizlerin de adım atması lazım. O zaman ihracat rakamlarımızın inanılmaz seviyelere gelecektir.


ÜRETİMİMİZİN YÜZDE 80’İNİ İHRAÇ EDİYORUZ

Atlas Yem Makinaları olarak ihracatın neresindesiniz? Hedefleriniz neler?

Atlas Yem Makinaları, ihracat konusunda küçümsenmeyecek yerlere geldi, rakamsal bazdan konuşmak istemiyorum. Ama satışlarımıza yüzde olarak bakarsak, yaklaşık %80’lik bir kısmını ihracat oluşturuyor. Birçok ülkede bulunan temsilcilerimiz ve satış ekibimizin tüm çabaları en kaliteli ürünü en iyi fiyatlarla müşterilere sunmak için. Ve sürekli yeni ihracat noktaları arayışında olduğumuz için her geçen yıl ihracat ağımız artıyor. Pastadan pay almak yerine yeni pastalar bulmak için çabalıyoruz. Sektörde yıllar sonra gelmek istediğimiz yer, -bu konuda hiç mütevazi olmayacağım- zirve noktasıdır. Yolumuz uzun, işimiz zor biliyoruz ama çabamız bu şekilde olacaktır. Sektörde yeri olan değil, sektöre yön veren firma olmak için uğraşıyoruz.

KUR DURULSA DA HAMMADDE FİYATLARI ARTMAYA  DEVAM EDİYOR

Kurdaki ani dalgalanmaların firmanıza ve sektöre etkilerinden bahseder misiniz? Bu konuda uzun vadeli konuşmak zor olsa da, dolar kuru şimdilik 13-14 TL arasına demir atmış görünüyor. Son zamanda kurla bağlantılı olarak neler yaşadınız? Yakın gelecekteki beklenti ve öngörüleriniz neler?

Ülkemizin kırılgan ekonomisi kendini maalesef döviz kurlarında çok hissettiriyor. Bu bağlamda, hem ülkemizde hem de ihracat pazarında maliyetlerin artması sebebiyle çok zorluk yaşıyoruz. Sürekli artan hammadde fiyatlarının üzerine bir de kurdaki ani artış maalesef bizi de birçok noktada çaresiz bırakabiliyor. Son birkaç yıl içerisinde maliyetlerdeki artışlar %20-25 oranında satış fiyatlarına da yansıdı. Zaten rekabetçi bir sektördeyiz. Fiyat artışları rekabeti çok daha zorlayan bir noktaya itiyor. Ancak şu an elimizden gelen herhangi bir şey yok. Dediğiniz gibi döviz kurları belirli bir seviyede devam ediyor, ama hammadde fiyatlarındaki artış da sürüyor. Bu şekilde devam etmemesini temenni ediyoruz. Ancak devam edecek olursa, firmalarımızı ihracat konusunda çok zorda bırakacağı kesin.

STANDART DIŞI ÖZGÜN TASARIMLAR YAPIYORUZ

Önümüzdeki döneme yönelik yatırım planlarınızdan  bahseder misiniz?

Geçtiğimiz birkaç yıl içerisinde önemli bir yol kat ettiğimizi düşünüyorum. Her geçen gün portföyümüze yeni makinalar ekliyoruz. Makinalarımızı, alışılagelmiş standartların dışında, özgün tasarımlar ile yapmaya dikkat ediyoruz. Geliştirilebilir ürünler tasarlayarak, yeni nesil makinalar yapmak konusunda kendimizi geliştiriyoruz. Ar-Ge çalışmalarımız bu yönde sürerken, daha önce bahsettiğim yeni satış ağları kurma çabamız da devam ediyor. Yani her departman üzerine düşen görevi eksiksiz yapmak için çabalıyor. Yem ve flake tesislerinin geliştirilmesi konusunda da çalışmalarımız devam ediyor. Müşterilerimizin hayal gücünü arkamıza alarak en iyiyi yapmaya özen gösteriyoruz. Tüm bunları yaparken firmamız bünyesindeki imalat ekipmanlarımızı da sürekli artırmaya devam edeceğiz. Yakın gelecekte imalat alanımızı da geliştirerek, daha kapsamlı hizmetler sunmayı planlıyoruz.


Eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Öncelikle bu hoş sohbet için sizlere teşekkür ediyorum. Umarım okurları da sıkmamışımdır. Yem sektörümüzün gelişmesi için bulunduğunuz katkılar da size duyduğum saygıyı artırarak devam ettiriyor. Umarım gösterdiğiniz çabalar sayesinde sektörümüzdeki tüm firmalar hak ettikleri yerlere en kısa zamanda ulaşırlar. Katılımcısı olduğumuz IDMA-VICTAM 2022 fuarındaki standımıza herkesi bekliyorum.

Röportaj Kategorisindeki Yazılar
11 Ekim 202210 dk okuma

Uzman doktorlardan oluşan bir ekip gibiyiz

13 Şubat 20195 dk okuma

“Açık piyasa şartları Almanya’daki kıtlığın üstesinden gelmemizi sağlıyor”

Kıtlık Alman çiftçileri, özellikle de Doğu bölgesindekileri oldukça kötü vurdu. Alman çiftçiler tem...

21 Kasım 201910 dk okuma

“Biokey kullanıcıyı bilinçlendirerek büyüyor”

Dr. İrfan Çoban, Biokey Gıda Tarım ve Hayvancılık Ltd. Şti.: “Kullanıcıların hayvan besleme konusun...