Kara asker sineği larvası (BSFL), kanatlı yeminde balık unu ve soya küspesinin yerine geçmiştir. Broyler bıldırcınları, Japon bıldırcını, ile yapılan deneylerde, BSFL ununun iki oranının kullanıldığı deney grubu ile ticari broyler kümes hayvanı yeminin kullanıldığı kontrol grubu arasında üretim performansı, göğüs eti ağırlığı ve verim açısından herhangi bir fark bulunmamıştır.
Kara asker sineği (BSF) larvaları, bir dizi organik atık akışını protein ve yağa dönüştürmek için kullanılabilir. Ortaya çıkan larvalar, soya fasulyesi küspesi (SBM) ve balık unu (FM) gibi kümes hayvanı diyet formülasyonlarında kullanılan pahalı protein kaynaklarının yerine kullanılabilir. Bunu yapmak, iki sorunu çözer; bu organik atık akışlarından kaynaklanan potansiyel çevre kirliliğinin çözülmesinin yanında gıda ve yem üretimini artırma yönündeki baskıyı azaltır. Çeşitli atık akışlarında üretilen BSF larvalarının besin bileşimi, kanatlı yemi olarak kullanılacak kimyasalların (protein, yağ, amino asitler, yağ asitleri, mineraller ve vitaminler) muhtemel öncülerini temin eder.
KANATLI YEMİNİN GELENEKSEL İÇERİĞİ
Soya küspesi ve kanatlı yemi kullanımındaki sınırlamaları
Soya küspesi, çiftlik hayvanlarını beslemek için kullanılan en önemli protein kaynağıdır ve diğer tüm büyük yağlı küspeler ve balık unu da dâhil olmak üzere, protein yemlerinin dünyadaki toplam üretiminin üçte ikisini temsil etmektedir. Soya fasulyesi küspesi, Avrupa'da domuz ve kümes hayvanları için ana protein kaynağıdır. Bu protein kaynağının hayvan yemi olarak kullanılması, potansiyel olarak olumsuz çevresel ve sosyal etkileri nedeniyle tartışmalıdır (Maurer ve arkadaşları, 2015; Semino, Paul, Tomei ve Joensen, 2009). Daha önce belirtildiği gibi, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü tarafından yapılan hesaplamalar, dünya nüfusunun 2050 yılına kadar yaklaşık 9 milyara çıkacağını tahmin ediyor (Alexandratos ve Bruinsma, 2012). Buna bağlı olarak da hayvansal kaynaklı gıda tüketiminin ve çiftlik hayvanlarını beslemek için proteine olan talebin artması beklenmektedir. Alternatif protein kaynakları, ortaya çıkan arz açığını doldurmada önemli bir rol oynayacaktır. Ekilebilir arazi kaynaklarını kullanmayan ve dolayısıyla da insanların gıda ürünleriyle rekabet etmeyen kaynaklara odaklanılacaktır (Cassidy ve diğerleri, 2013). Soya fasulyesi üretimi yıllık 210,9 milyon tona ulaşmıştır ki bu rakam toplam yağlı tohum küspesi üretiminin %50'sinden biraz fazladır. Soya fasulyesi dünyadaki en yaygın mahsullerden biridir ve yetiştiriciliği 2010 ile 2011 arasında %1,4 oranında artmıştır (FAO, 2012; Sánchez-Muros ve arkadaşları, 2014). Şüphesiz SBM, zengin amino asit profili, yüksek sindirilebilirliği ve mevcut bitkisel protein kaynakları arasında diğer besleyici faydalarıyla yüksek kaliteli bir proteindir. Ancak SBM'nin beslenme önleyici faktörler, esansiyel ve esansiyel olmayan amino asitler arasındaki dengesizlik, düşük lezzet, yüksek lif oranı ve nişasta olmayan polisakkaritler gibi diyete dahil olma yüzdesini sınırlayan çeşitli olumsuz yönleri de vardır (Li ve arkadaşları, 2013; Sruamsiri ve Silman, 2008). SBM kullanımıyla ilgili yukarıdaki sınırlamalar ışığında, omurgalılardan türetilen proteinler gibi sindirilebilirliği yüksek ve esansiyel ve esansiyel olmayan amino asitler arasında iyi bir dengeye sahip olan yüksek değerli protein kaynakları kullanmak gereklidir (Refstie ve arkadaşları, 1998, 1997; Webster ve arkadaşları, 1992; Webster ve Goodgame ‐ Tiu, 1995).
Soya fasulyesi yetiştiriciliği bol miktarda arazi ve su gerektirir. Soya fasulyesinin monokültür üretimi, topraktaki besin maddelerini tüketir, bu da yıllık mahsul verimini korumak için çevreyi olumsuz etkileyebilecek sentetik gübre ve kimyasalların kullanımına neden olur (Castanheira ve Freire, 2013; Fearnside, 2001). Hayvan yemi olarak kullanılmak üzere soya fasulyesi üretimi, son 40 yılda %500 oranında artış göstermiştir (FAO, 2012; Sánchez-Muros ve arkadaşları, 2014). Önümüzdeki 40 yıl içinde küresel insan nüfusunda beklenen büyüme dikkate alındığında, soya üretiminde gerekli artış oranı yakalanamayabilir (FAO, 2012; Sánchez-Muros ve arkadaşları, 2014).
Birleşik veriler, bu BSF larva unlarının iyi bir protein ve yağ kaynağı olduğunu göstermektedir. Özellikle BSF larva unu, et ununa yakın olan soya küspesine benzer bir ham protein (CP) içeriği gösterdi, ancak daha yüksek bir yağ içeriğine sahipti (De Marco ve arkadaşları, 2015b). BSFL'nin kuru maddesinde (DM) brüt enerji 20-24 MJ/kg iken soya küspesinde 16,3 MJ/kg'dan daha azdır. BSF larva unundaki esansiyel ve esansiyel olmayan amino asitler (AA), arginin hariç SBM'ye kıyasla daha yüksek değere sahiptir (Barroso ve arkadaşları, 2014; Liu ve arkadaşları, 2017; Makkar ve arkadaşları, 2014; Ravindran ve arkadaşları, 2005, 1999). Ayrıca, kalsiyum, fosfor, potasyum, sodyum, magnezyum, demir, manganez, çinko, bakır, alüminyum mineral içeriği, SMB'ye kıyasla BSFL'nin DM'sinde daha fazladır (Liu ve arkadaşları, 2017; Makkar ve arkadaşları, 2014).
Balık unu ve kanatlı yemi kullanımındaki sınırlamaları
Balık unu, ticari amaçlı kanatlı hayvanlar için mükemmel bir protein kaynağıdır ve yoğun kontrollü hayvancılık için temel bir gereksinimdir (Olsen ve Hasan, 2012). Balık unu balıkçılık üretiminden elde edilir. 2014 yılında küresel toplam yakalama verisi 93,4 milyon tondu. Bunun 81,5 milyon tonu deniz sularından ve 11,9 milyon tonu iç sulardan elde edilmişti. Deniz balıkçılığı üretimi için Çin, büyük üreticiler arasında yer almaya devam etti ve onu Endonezya, Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya Federasyonu takip etti (Bell ve arkadaşları, 2017; Kow ve Liu, 2017). Ancak 2016 yılında su ürünleri yetiştiriciliğinden toplanan balık miktarı 79,3 milyon tonu bulmuştur, böylelikle toplam balıkçılık ve su ürünleri üretimi 171,2 milyon ton olmuştur (FAO, 2018). Doğrudan insan tüketimi için kullanılan dünya balık üretiminin payı son yıllarda önemli ölçüde artmıştır. 1960'larda %67 olan bu oran 2016'da 151 milyon tonun üzerine çıkarak %88'e ulaşmıştır. Kalan 21 milyon ton gıda haricindeki ürünlere dönüştürülmüştür. Örneğin, 19,2 milyon tonu balık unu üretiminde kullanılmıştır. Balık unu fiyatları 2000'den 2016'ya giden süreçte önemli ölçüde yükseldi, 2014'te ton başına 2192,7 ABD doları ile zirve seviyesine ulaştı. 2016'da ise hafif bir düşüşle 2031,9 ABD dolarına geriledi (FAO, 2018 ). Balık unu ve balık yağı, kanatlı yemleri için hala en besleyici ve sindirilebilir bileşenler olarak sınıflandırılmaktadır. Şu anda dünya balık unu ve balık yağı üretimi, son on beş yıldan itibaren yılda yaklaşık 5 ila 6 milyon ton arasında sabit hale geldi ve artması beklenmiyor (Sánchez-Muros ve arkadaşları, 2014). Mükemmel besleyici özelliklere rağmen, balık unu gıda güvenliği sorununa bağlı olarak çoğu et ununun kullanımını yasaklayan mevcut yasalar nedeniyle diğer hayvansal protein kaynaklarının avantajlarına sahiptir. Bu da balık ununu en çok kullanılan hayvansal protein kaynağı yapıyor (Sánchez-Muros ve arkadaşları, 2014). Ancak bununla beraber, bir et kaynağıyla diğer et kaynağını beslemek için kendimizi soyuyor, okyanusu tüketiyor ve sömürüyoruz.
Et unu ve kanatlı yemi kullanımındaki sınırlamaları
Et unu, hayvan ve kanatlı yan ürünlerinin geri dönüştürülmesiyle üretilen kanatlı yem maddesidir (Boix ve arkadaşları, 2004). Et unu esas olarak memeli kemiklerinden ve tendonlar, bağlar, iskelet kası, gastrointestinal sistem, çıkıntılar ve insan tüketimine uygun olmayan karaciğerler gibi ilgili dokulardan elde edilerek kurutulan bir üründür ve kıl, toynak, boynuz, deri kırpıntıları, kan ve mide muhteviyatının bu una eklenmesine izin verilmez (Prado ve arkadaşları, 2007). Bu hammaddelerin oranlarındaki varyasyonlar, et unu kalitesindeki büyük değişiklikler yaşanmasına neden olur. Üretimde kullanılan kemik ve yumuşak doku oranına bağlı olarak, son ürün %50 ila 52 arasında ham protein, %8,5 ila arasında 14,8 CF, %6 ila %12 arasında kalsiyum ve %3,5 ila %5 arasından fosfor içeren et unu olarak adlandırılır (Olufemi ve James, 2015; Miles, 2011). Kolajen kemik, bağ dokusu, kıkırdak, tendondaki ana proteindir ve triptofan içermez. Et ununda, toplam proteinin %50 ila 65'i kolajen olabilir. Et unundaki kemik seviyesinin arttırılması besleyici değeri düşürür ve proteinin kalitesi, amino asit bileşimi ve sindirilebilirlik açısından büyük ölçüde değişiklik gösterebilir. Protein kalitesi, et ununu işlemek için kullanılan sıcaklıktan da etkilenir (Miles, 2011). Tahıl bazlı diyetlerin tamamlayıcısı olarak et unu, balık unu veya SBM'den daha düşük kalitededir. Triptofan, mısır bazlı diyetlerle beslenen kanatlı hayvanlar için et unundaki ilk sınırlayıcı amino asittir; lizin ve metiyonin de sınırlayıcıdır (Kellems ve Church, 2010; Ravindran, 2013b). Normalde, kanatlı diyetlerinde %10'dan fazla et ve kemik unu kullanılması tavsiye edilmez, bu büyük ölçüde fosfor gereksinimlerinin bu düzeyde karşılanmasından ötürüdür (Kellems ve Church, 2010; Ravindran, 2013b).
KANATLI YEMİNDE ALTERNATİF
PROTEİN KAYNAĞI OLARAK KARA ASKER SİNEĞİ LARVA UNU
Kara asker sineği larvası (BSFL), kanatlı yeminde balık unu ve SBM'nin yerine geçmiştir (Onsongo ve arkadaşları, 2018; Wang ve Shelomi, 2017). Broyler bıldırcınları, Japon bıldırcını, ile yapılan deneylerde, BSFL ununun iki oranının kullanıldığı deney grubu ile ticari broyler kümes hayvanı yeminin kullanıldığı kontrol grubu arasında üretim performansı, göğüs eti ağırlığı ve verim açısından herhangi bir fark bulunmamıştır (Cullere ve arkadaşları, 2017, 2016). BSFL unu replasmanının göğüs eti duyusal yönleri ve tat algıları, oksidatif durum veya kolesterol bileşimi üzerinde hiçbir etkisi olmadı ve etin amino asit içeriğini besin değerini iyileştirme (artan aspartik asit, glutamik asit, alanin, serin, tirozin ve treonin) yönünde geliştirdi. Bununla birlikte, daha az istenen doymuş ve mono doymamış yağ asitlerinin seviyelerini artırdı (Cullere ve arkadaşları, 2017).
Gallus gallusdomesticus adlı broyler tavuklarının diyetinde BSFL takviyesi ile benzer etkiler bulundu ve yağdan arındırılmış BSFL kullanımının yağ asidi profilleri üzerindeki olumsuz etkiyi azalttığı not edildi. Her iki durumda da yazarlar, BSFL'nin kanatlı yemi için umut verici bir protein kaynağı olduğu (Schiavone ve arkadaşları, 2017) ve "BSFL ununu dâhil etmenin tatmin edici üretken performans, karkas özellikleri ve genel et kalitesini garanti ettiği" sonucuna varmıştır (Schiavone ve arkadaşları, 2016). Yumurta tavuklarının diyetlerinde BSFL takviyesi (%50) veya soya küspesinin tamamen yerini alması, tavuk sağlığı veya performansı üzerinde hiçbir etkiye neden olmadı ve yumurtaların kendisi üzerinde ise neredeyse hiç etki yapmadı (Maurer ve arkadaşları, 2016). BSFL aynı zamanda kümes hayvanları için oldukça lezzetlidir, yumurta tavuklarının serbest yemleme tarafından sağlanan buğday-soya yemlerini yemeye devam etmek yerine yem kaplarından BSFL aradıkları bildirilmiştir (Wang ve Shelomi, 2017). Karma kanatlı yeminin bir bileşeni olarak BSF larva ununun, tavuklarda büyümeyi daha iyi desteklediği bulgusuna ulaşılmıştır. (SBM ikamesi olarak) kurutulmuş BSFL içeren bir diyetle beslenen civcivler, SBM içeren kontrol diyetiyle beslenen civcivlerin oranında ağırlık kazanmışlardır (Makkar ve arkadaşları, 2014; Newton ve arkadaşları, 2005), bu da larva unu içeren diyetin yemden yararlanma verimliliğinin daha yüksek olduğunu ortaya koymaktadır. Bu nedenle BSFL, kanatlı yemi için protein sağlayan potansiyel bir kısmi ikamedir. Ayrıca, BSFL, kendisini tüketen kuşların gübresinde yetiştirilebilir ve eşzamanlı olarak atıkları değerlendirip geri dönüştürür (Rehman ve arkadaşları, 2017b). Bu nedenle, iyi bilinen BSFL birçok omurgalının beslenmesinde kullanılabilir (Tomberlin ve diğerleri, 2015) ve çeşitli omurgalı atıklarını substrat olarak kullanabilir, BSFL ile beslenen ve insan gıdası olarak kullanılan etlerin lezzeti üzerinde hiçbir etkisi yoktur ve gelişmekte olan dünyada sürdürülebilir ve düşük girdili tarım için önemli sonuçları vardır. (Diener ve arkadaşları, 2011; Nyakeri ve arkadaşları, 2017). Muhtemel faydalar en çok gelişmekte olan ülkelerde kendini gösterecektir. Çevre bilinci giderek artan tüketicilerin ve düzenleyicilerin onayını isteyen gıda holdingleri arasındaki atıkları azaltma vaatleri ve üreticileri alternatif çözümler aramaya iten balık unu ve diğer yemlerin fiyatlarındaki oynaklık nedeniyle, BSFL ve diğer böcek yemlerinin gelişmiş ekonomilerde zaman içinde daha büyük roller oynaması beklenmektedir (Klonick, 2017).