BLOG

Hayvansal üretimde dijital çözümler

07 Haziran 20225 dk okuma

Dijital çözümler; çiftçilerin sürdürülebilir ve sağlıklı hayvansal protein üretmenin zorluklarını aşmalarına yardımcı olabilir.

Çiftçiler, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ'ler), yüksek hayvan refahı standartlarını ve kendi karlarını korurken, mümkün olan en sürdürülebilir şekilde hayvansal protein üretimi yapabilmek için hükümetler, yönetmelikler ve tüketiciler tarafından artan bir baskı altındadır.

2050 yılına kadar 9 milyara ulaşacağı tahmin edilen dünya nüfusu ile birlikte, artan hayvansal protein talebini uzun vadeli sürdürülebilir yollarla karşılamak için sistemler geliştirmemiz gerektiği açıktır. Şu anda, küresel bazda, karbondioksitin yaklaşık yüzde 9'u, metan gazının yüzde 35-40'ı, azot oksidin yüzde 65'i ve amonyağın yüzde 64'ü hayvansal üretimle ortaya çıkmaktadır. Ayrıca hayvansal üretimin su kullanımı üzerinde büyük bir etkisi vardır. 


Bu rakamlar, nüfus ve gıda protein talebi arttıkça daha da artma potansiyeline sahiptir. Hayvan yemi talebinde buna karşılık gelen artış, eğer gezegen üzerindeki etkimizi kontrol etmek istiyorsak, çiftçilerin ve yem endüstrisinin oynayacağı rolün çok kritik olduğu anlamına gelmektedir.

Hayvan yemi tedarik zincirlerinin çevresel performansını değerlendirmeye yönelik Hayvancılık Çevresel Değerlendirme ve Performans Ortaklığı (LEAP) yönergeleri de dahil olmak üzere buna yardımcı olacak çeşitli sektör rehberliği/yönetmelik örnekleri vardır. Bunlar; beş ana hedefi özetleyen FEFAC Sürdürülebilirlik Sözleşmesi İlerleme Raporu 2021 ve sürdürülebilir gıda sistemlerine yönelik ortak bir yol belirleyen Sorumlu Gıda İşletmeciliği ve Pazarlama Uygulamalarına İlişkin AB Davranış Kuralları.

ÖLÇEBİLDİĞİMİZİ YÖNETEBİLİRİZ

Bu rehberliğin yanı sıra endüstri ve sivil toplum kuruluşları, sürdürülebilir gıda üretimini gerçekçi bir hedef haline getirmeyi amaçlayan yeni teknoloji platformları geliştirmekle meşguldür. Değer zinciri boyunca bu amaca başarılı bir şekilde ulaşmak için ölçüm çok önemlidir.

Evonik, hayvan yemlerinin besleme değerini değerlendirme konusunda elli yılı aşkın, kendisinin ve müşterilerinin sürdürülebilirlik etkilerini ölçmek için tasarlanmış araçlar ve metodolojiler geliştirme konusunda ise yirmi yılı aşkın bir deneyime sahiptir.

Örneğin, Evonik son 50 yıldır yem hammaddelerinin amino asit içeriğini ve yem katkılarının kullanımını araştırmaktadır. Yemin ham protein içeriğini yönetmenin ilk nedeni maliyetleri azaltmak olsa da gıda amaçlı hayvansal üretimin küresel ayak izini azaltma ihtiyacının artması, artık çevresel etki açısından faydalara odaklanıldığı anlamına gelmektedir.


Şirket, 2003 yılında (MetAMINO®) ilk yaşam döngüsü değerlendirmesini (LCA) gerçekleştirdi ve 2015 yılında düşük proteinli rasyonların etkisini vurgulamak için kümes hayvanlarında ve domuz üretiminde metiyonin, lizin, treonin, triptofan ve valin kullanımının etkisini inceleyen ISO 14044 (2006) kapsamında dördüncü LCA çalışmasını sundu. Bu erken çalışmanın o zamanlar sınırlı etkisi olmuş olabilir, ancak bu durum şirketin çevre duyarlılığı artan bir endüstrinin değişen ihtiyaçlarını anlamak için artık çok daha iyi bir konumda olduğu anlamına gelmektedir. 2021 yılında Evonik, yem endüstrisinin çevresel performansını desteklemek ve iyileştirmek için halka açık bir LCA veri tabanı geliştirmeyi amaçlayan bağımsız bir yem endüstrisi girişimi olan “Global Feed LCA Institute'a” (GFLI) katıldı.

TÜM DEĞER ZİNCİRİNİN TAMAMINI KAPSAYAN ÇÖZÜMLER

LCA çalışmalarının karmaşıklığı ve maliyeti, yem üreticilerinin özellikle sınırlı deneyim ve kaynaklarla, kendilerine sunulan her yeni ürün, yem partisi veya yeni konsept üzerinde değerlendirme yapmalarını imkânsız kılmaktadır. Evonik bunun yerine cevabın; üreticilerin uluslararası standart (ISO) yönergelerine uyan çalışmalardan elde edilen kapsamlı bir sonuç veri tabanına erişmesi olduğuna inanmaktadır.

Verileri yönetmek ve yorumlamak için bu veri tabanı ve dijital araçlarla, dünyadaki farklı hammaddelerden ve üretim sistemlerinden elde edilen verilere dayalı olarak bireysel kanatlı ve domuz rasyonlarının ekolojik ayak izini değerlendirmek mümkündür. Üreticiler, karma yemlerin ekolojik profillerine odaklanabilir ve en düşük çevresel etkiye sahip rasyonları belirleyebilir.

Düşük ham protein seviyelerine ve dengeli amino asit profillerine sahip yemlerin kullanılması, domuz, piliç ve yumurta üretimi gibi hayvansal ürünlerin çevresel etkilerini önemli bir şekilde etkileyebilir. Azalan protein seviyeleri, hayvansal atıkların azot içeriğinin azalmasını sağlarken bu durum daha düşük hava ve su azot kirliliğine yol açar. Azaltılmış N2O ve dolayısıyla düşük küresel ısınma potansiyeli (GWP), yem üretiminin GWP'sine kıyasla domuzların, piliçlerin ve yumurta üretiminin genel GWP'si üzerinde yalnızca küçük bir etkiye sahiptir. Ana fayda, azaltılmış hava ve su azot kirliliğidir.

Dijital çözümler, hayvan refahından ödün vermeden domuz, kümes hayvanları ve yumurta üretimi gibi hayvancılık operasyonlarının sürdürülebilirliğini artırmaktadır. Rasyon formülasyonundaki değişikliklerle birlikte, üreticilerin yemdeki ham proteini azaltarak ekolojik etkileri azaltmalarını sağlar ve asitlenme potansiyeline (AP), ötrofikasyon potansiyeline (EP) ve azot bazlı solunum inorganikleri gibi olumsuz katkıda bulunan parametrelerin iklim değişikliği ve emisyonları üzerine etkisini önemli ölçüde azaltma seçenekleri sunar.

Evonik Hayvan Besleme hizmetleri ve danışmanlığının gelişmiş yem formülasyonlarına göre; düşük ham proteinli rasyonlar, ithal yağlı tohumların yerini alarak bölgesel olarak üretilen yem malzemelerinin kullanımının artmasını sağlamaktadır. Ayrıca ormansızlaşmadan arındırılmış tedarik zincirlerini de desteklemektedir.

İZLEYİN VE İYİLEŞTİRİN

Günlük yem formülasyonlarını izlemek ve iyileştirmek, yem fabrikası, çiftlik uygulamalarında daha fazla otomasyona izin vermek için kullanıma hazır araçlar, her bir rasyon ve besleme döngüsünün ekolojik ayak izini analiz etmek için çok faydalıdır.

Hayvansal ürün ve yem üreticileri; domuz ve kümes hayvanı rasyonlarında ham protein seviyesini düşürmenin yanı sıra yem hammaddesi üretimi ve nakliyesinin etkisini hesaplamaya odaklanabilir, hayvan performansının, sırasıyla tüketilen karma yem miktarına ve üretilen canlı ağırlığa bağlı olarak ekolojik puana nasıl katkıda bulunduğunu değerlendirebilirler.

Dijital araçlar, üreticilerin domuzlar ve piliçler için tipik olarak yem kompozisyonu, besleme değeri ve dolayısıyla ekolojik etkileri bakımından ayrı olan farklı üretim aşamalarını simüle etmelerine de izin verebilir. Bazı araçlarda, küresel ısınma potansiyeline ilişkin hesaplanmış sonuçlar, biyojenik karbonlu ve karbonsuz olarak görüntülenebilir ve sonuçlar ayrıca rasyonların, üretim döngülerinin su ayak izini de içerebilir.

SONUÇ

Evonik, büyüyen bir küresel nüfus için sürdürülebilir, sağlıklı hayvansal protein talebini karşılamanın tek bir şirket veya değer zincirinin bir parçası tarafından yalnız başına sağlanamayacağının farkındadır. Bu sebeple birlikte çalışan ilgili paydaşlardan alınan güvenilir verilere dayalı yeni hayvan yemi ürünlerinin benimsenmesi çağrısında bulunmaktadır.

İyi haber şu ki, çiftlik hayvanı yemleri için sürdürülebilirlik açısından kayda değer bir ilerleme potansiyeli bulunmaktadır ve Evonik gibi şirketler bu hedefi mümkün kılan veri tabanları ve dijital çözümler geliştirmek ve genişletmek için çok emek sarf etmektedir.

Gelişen dijital çözümler sayesinde yem üreticileri, ürünlerinin çevresel etkisini ölçebilir ve optimize edebilir. Bunu yaparken aynı zamanda hükümetlerine, regülasyonlara ve müşterilerine yemlerinin sürdürülebilirlik referansları ve performansı konusunda güvence verebilirler. 

Makale Kategorisindeki Yazılar
04 Temmuz 20235 dk okuma

Tahıl harmanlarının tercihinde saniyeler içinde nem ölçümü

12 Nisan 20226 dk okuma

RUSYA-UKRAYNA SAVAŞININ GÖLGESİNDE HUBUBAT VE YAĞLI TOHUM PAZARI