Röportaj: Cemalettin Kanaş
Nutriline Yem ve Besin Katkı Maddeleri, 30 Mayıs 2025 tarihinde Kocaeli/İzmit Ali Kahya Organize Sanayi Bölgesi’nde açtığı yeni premiks tesisiyle Türk yem sektöründe önemli bir dönüm noktasına imza attı. 5 bin 540 m² kapalı alanda, son teknoloji otomasyon sistemleri ve yapay zekâ destekli izlenebilirlik altyapısıyla donatılan tesis, yüksek üretim kapasitesi ve stratejik konumuyla hem iç pazara hem de şirketin ihracat hedeflerine güçlü katkı sunuyor.
Hüsamettin Perçin
Feed Planet ekibi olarak bu heyecan verici ana şahitlik etmekten mutluluk duyduk. Nutriline’ın kurucusu ve sektörün tecrübeli ismi Hüsamettin Perçin, yeni tesisin sadece firmanın değil, Türk yem sektörünün geleceğine ışık tutan bir proje olduğunu vurguluyor. Feed Planet’e verdiği özel röportajda, sektörde 40 yılı aşkın tecrübesiyle “Bu yeni tesis, bilime dayalı, etik ve sürdürülebilir üretim vizyonumuzun somut bir yansıması.” diyen Perçin, teknolojik altyapının kalite ve izlenebilirlik açısından kritik olduğunun altını çiziyor. Gelecekteki talep artışları da hesaba katılarak üretim kapasitesinin esnek tutulduğunu belirten duayen isim, “Şu anda birinci premiks ünitesini devreye aldık, ikinci ünitenin de makina boşluklarının yeri hazır. İki ünite birbirinden bağımsız olacak ve antibiyotik/antikoksidiyal gibi çapraz bulaşma riski taşıyan ürünlerin üretimleri güvenli bir şekilde fabrikamızdan çıkacak.” diyor.
Sektörde 40 yılı aşkın bir tecrübeye sahipsiniz. Sizi ve firmanızı daha yakından tanıyabilir miyiz? Bu yeni tesis, kişisel vizyonunuzu nasıl yansıtıyor?
40 yılı aşkın bir süredir bu sektörün içerisindeyim, çok uluslu şirketlerde de çalıştım. Her zaman bilime dayalı, müşterilerimizin karlılığına katkıda bulunacak çaba içerisinde bulundum. Etik ve sürdürülebilir üretim modellerini savundum. Nutriline, bu vizyonun bir yansıması olarak doğdu. Yeni tesisimiz ise bu vizyonun somut bir adımı; hem teknoloji hem de izlenebilirlik açısından en ileri düzeyde tasarlandı.

Nutriline’in yeni premiks fabrikası hem firmanız ve hem de sektör için önemli bir adım olarak büyük alkış topladı. Bu tesis hakkında temel bilgileri okurlarımızla da paylaşır mısınız? Bu üretim tesisi Nutriline’ın tarihinde nasıl bir kilometre taşı olacak? Bu tesisi Nutriline ve Türk yem sektörü için farklı kılan özellikler neler?
Tesisimizin kapasitesi şu anki iş hacmimize göre yüksek. Birbirinden bağımsız hareket edebilen iki mikserimiz var. Şu anda 1. premiks ünitesini devreye aldık, 2. ünitenin de makina boşluklarının yeri hazır. 2 ünite birbirinden bağımsız olacak ve antibiyotik/antikoksidiyal gibi çapraz bulaşma riski taşıyan ürünlerin üretimleri güvenli bir şekilde fabrikamızdan çıkacak. Başlangıçtan son ürüne kadar tam izlenebilirlik sağlıyoruz. Uluslararası standartları sağlayarak tesisimizin her alanda güven temin etmesini amaçladık. Bu tesis, sadece Nutriline için değil, Türk yem sektörü için de sürdürülebilir ve standartları yüksek üretimin mümkün olduğunu kanıtlayan bir örnek olacak. Sektörümüzün dinamizmi ve geleceğine güvenimiz tam, bizler de bu yolda sağlam adımlar ile ilerliyoruz.
Açılışta fabrikanın son teknoloji sistemlerle donatılmış olduğunu yerinde görme imkânı elde ettik. Bu ileri teknoloji, premiks kalitesine nasıl yansıyacak?
Tam otomasyon üretim sistemleri sayesinde insan hatasını minimuma indiriyoruz. Hammaddeden son ürüne kadar her adım izlenebilir. Bu da homojenite, stabilite ve ürün güvenliğinde üst düzey bir kalite sağlıyor.

Tesisin Kocaeli/İzmit Ali Kahya OSB’deki konumu oldukça stratejik görünüyor. İç ve dış pazarlara hizmet verme konusunda bu konumun size sağlayacağı avantajlardan bahseder misiniz?
Tesisimizin Ali Kahya OSB’de yer alması, limanlara, otoyollara ve tedarik zincirine yakınlığı ile hem iç pazara hızlı erişim hem de ihracat için stratejik bir avantaj sunuyor. Üretim tesisimiz, hem Kuzey Marmara otoyoluna hem de TEM Otoyolu´na sadece 3-5 dakika mesafede yer alıyor.
Yem ve hayvancılık sektöründe sürdürülebilirlik kavramı giderek daha kritik hale geliyor. Bu projenin hayata geçirilişinde bu çerçevede hangi adımları attınız?
Enerji verimli sistemler, minimum atık prensibi, geri dönüştürülebilir ambalaj ve kaynak kullanımında optimizasyon hedefimiz oldu. Ayrıca üretim süreçlerimizi FAMI-QS gibi sürdürülebilirlik ve güvenlik odaklı uluslararası standartlara göre yapılandırdık.

Fabrikanızın depolama sistemi size ne gibi avantajlar sağlayacak?
Otomatik barkodlu depolama sistemi sayesinde her ürün ve hammadde kaynağına kadar izlenebiliyor. Bu sistem, hem stok yönetiminde hız hem de kalite güvence süreçlerinde şeffaflık sağlıyor.
Tesisin teknik imkânları üreticinin ihtiyacına uygun formüller geliştirmeye ne derece müsait? Bunun avantajları hakkında bilgi verir misiniz?
Ar-Ge altyapımız ve esnek dozajlama sistemlerimiz sayesinde müşteri odaklı, özel formülasyonlar kolayca geliştirilebiliyor. Bu, hem küçük hem büyük ölçekli üreticiler için büyük avantaj sağlıyor.

Üretim kapasitesi konusunda geleceğe dönük bir esneklikten bahsettiniz. Gelecekte ürün yelpazesinin genişlemesine dair planlarınız da var mı?
Elbette. Tesisi bu esneklikle kurduk. Hayvan sağlığına yönelik fonksiyonel katkılar, doğal antioksidanlar ve özel karışımlar gibi yeni ürünler üzerine çalışmalarımız şimdiden başladı.
Tesisin hayata geçirilmesi sürecinde hangi firmalarla çalışmayı tercih ettiniz? Sebepleri hakkında bilgi verir misiniz?
Bu tesiste üretim altyapısı konusunda Yemmak ve Born otomasyon gibi yerli mühendislik firmalarına öncelik verdik. Hem mühendislik yetkinliği hem de sürdürülebilir üretim konusundaki vizyonları bu tercihte etkili oldu. Ülkemizin bu konudaki birikimine güveniyoruz.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Biz bu tesisi sadece bir üretim alanı değil, aynı zamanda sektöre örnek olacak bir kalite ve sürdürülebilirlik merkezi olarak tasarladık. Şeffaf, izlenebilir, çevreye duyarlı ve uluslararası standartlara uygun üretimin artık mümkün olduğunu göstermek istiyoruz.