Tansu Yavuz, Kılıç Yem: "Kılıç Holding aslında tüm işletmeleri ile entegre ve büyük bir Ar-Ge havuzu olarak değerlendirilebilir. Kılıç; yavru balık üretiminden yem fabrikalarına, kafes yetiştiriciliğinden paketleme tesislerine kadarki zincirde kendi içinde haberleşen, müşterilerinden ve bağımsız kalite denetim firmalarından gelen önerileri dikkate alan, gelişimleri sürekli takip eden bir firma. Zaten firmamızın sektör olarak Türkiye’de ve yurtdışında zirvede olması bunun en büyük göstergesidir."

Feed Planet Dergisi bu ay Türkiye’nin önemli balık yemi üreticilerinden birini, Kılıç Holding’i konuk ediyor. Kılıç Holding Yem Fabrikaları Direktörü Tansu Yavuz ile bir araya geldik ve Kılıç Holding’in kurduğu balık yemi fabrikalarının kuruluş hikayesini, ürettiği ürün gruplarını, kullandığı teknolojileri, firmanın pazardaki yerini ve daha birçok detayı konuştuk.
Türkiye’de su ürünleri yetiştiriciliğine yetebilecek düzeyde ve kalitede yem üretimi yapılabildiğini belirten Yavuz, dünyada Tunus, Fas, Moritanya, Dominik, Amerika, Rusya, Ukrayna, Gürcistan, Arabistan gibi ülkelerde devam eden ve projelendirilen yatırımlarının yanı sıra Türkiye’de de hem Muğla hem de Mersin bölgesinde 15 bin ton kapasiteli balık üretim çiftliği ve yem/yem yan sanayi yatırım planları olduğunu açıklıyor.
Detayları Tansu Yavuz’dan alıyoruz…
Sayın Yavuz, bize Kılıç Holding’in ve balık yemi fabrikasının kuruluş hikâyesini ve bugünlere nasıl geldiğini açıklar mısınız?
1991 yılında Yönetim Kurulu Başkanımız Orhan Kılıç'ın şahsi işletmesi olan Salih Adası'nda yıllık 50 ton balık üretimi kapasitesi ile faaliyete başladık. 1993 yılında Kılıç Deniz Ürünleri İthalat İhracat San. Tic. A.Ş. kuruldu ve İtalya'ya ilk ihracatımızı gerçekleştirdik. 1997 yılında çipura ve levrek yavru balık üretimi için Ören Kuluçkahane Tesisi kuruldu. Bu tarihten itibaren kafes işletmelerimizin kapasiteleri artarak büyümeye başladı ve 1999 yılında ilk offshore tesisimiz kuruldu. 2000 yılında kurulan yeni kuluçkahane ve adaptasyon tesislerimiz ile yavru balık üretimi arttırıldı. 2003 yılında 15 bin ton/yıl kapasiteli palet balık yemi fabrikası ile ikinci paketleme tesisi kuruldu ve yine aynı dönemde işleme tesisi de yenilendi. 2004 yılında Kılıç EPS Ambalaj Fabrikası kuruldu. Bu süreçte büyümeye devam ederek yeni offshore tesislerini kurmaya başladık. 2005 yılında yeni teknoloji ekstruder yem fabrikası kuruldu. 2006 yılında Kılıç Deniz Ürünleri Üretim İhracat İthalat Ticaret A.Ş. Güvercinlik Ar-Ge Kuluçkahanesi, 10 milyon adet/yıl kapasiteyle faaliyete başladı ve çipura ile levrek haricinde mercan, mırmır, minekop, sivriburun karagöz, sarıağız (granyöz), kalkan ve de sinarit türleri ile ilgili balıkçılık çalışmalarına başladı. 2007 yılında Eski Palet Yem Fabrikası, Ekstruder Yem Fabrikası'na dönüştürülerek böylece yem fabrikası sayısı ikiye çıkarılmış oldu. Kahramanmaraş'ta Alabalık Kuluçka ve Yetiştirme Tesisleri de bu dönemde faaliyete başladı. Bu süreçte hasatlık balık kapasitesi 16 bin tona, 1 yıl sonra 20 bin tona ulaştı.
2011 yılında Kılıç Deniz, sarf edilen çabanın karşılığını alarak "Türkiye’nin En Değerli 100 Markası" arasındaki yerini aldı. 2012 yılında dünyanın en büyük yavru çipura-levrek taşıma kapasiteli gemisi Kılıç 1, yavru taşıma filosuna katıldı. 2013 yılında Kılıç Deniz, Ege İhracatçı Birlikleri tarafından düzenlenen Su Ürünleri ve Hayvansal Mamüller alanında ihracat şampiyonu oldu. 2014 yılında Hasatlık balık (levrek, çipura, kaya levreği, alabalık) üretim kapasitesi 40 bin tona ulaştı. Ayrıca 106 milyon dolarlık ihracat gerçekleştiren sektöründe ilk firma olarak Dış Ticaret Sermaye Şirketi statüsüne sahip oldu. Yine bu tarihte konserve ürünlerimizin satışına başladık. 2015 yılında, Türkiye’de bir ilke imza atılarak Orkinos üretimine başladık. Bugün 50 bin ton üretim kapasitesine ulaşan tüm işletmelerini global kalite (Global GAP, BRC, ISO 22000, ISO 9001, HACCP, IFS) ve çevre belgeleri (ISO 14001) ile taçlandırmış olan firmamız, tam bir entegrasyon ile büyümeye devam ediyor.
Kılıç Yem’in faaliyet alanları, ürettiği ürün grupları ve bunların hammadde kaynakları hakkında biraz bilgi alabilir miyiz?
Yem fabrikası olarak sadece çeşitli türlere ait balık yemi üretimi yapmaktayız. 2003 yılından bu yana çipura, levrek ve alabalık haricinde mercan, tilapia, minekop, sivriburun karagöz, sarıağız (granyöz), kalkan ve sinarit türlerine ait yem üretimi ve çalışmalarını gerçekleştiriyoruz. 0,1 gr yavru balıktan 1 kg üstü balıklara kadar 0,3 mm’den 14 mm çapa kadar tüm kalibrasyonlarda yem üretimi yapabiliyoruz. Balık yemlerinde genel olarak kullanılan hammaddeler, yüksek proteinli bitkisel (soya, buğday, mısır, bezelye proteini vb.) ve hayvansal (balık, karides, krill unu vb.) kaynaklı kontrol altındaki doğal ürünlerdir. Başka bir deyişle ürettiğimiz yemin hammaddesini, yine balık veya destekleyici (maya, fosfolipid, mineral vb.) başkaca doğal ürünler oluşturmaktadır. Bunlara ilave olarak belli zamanlarda ya da sürekli bağışıklık sistemini destekleyen doğal katkı maddeleri ile balıklarımızın hastalıklara karşı direncini arttırırız.
Üretim tesisleriniz, kapasiteniz ve kullandığınız teknolojiler hakkında bilgi verir misiniz? Firmanız kapasite ve teknoloji kullanımında hangi düzeydedir?
Tüm üretim tesislerimizde dünyada kabul görmüş son teknoloji işleme makineleri kullanılmaktadır. Yem fabrikaları olarak kuruluşumuzdaki yıllık 15 bin ton olan üretim kapasitemiz, 2017 yılında yıllık 150 bin tona ulaşmış olacak. Fabrikamızda Avrupa patentli yine son teknoloji ile üretilmiş makine ve ekipmanlar bulunmaktadır. İlk yıllarda pres palet sistemi olarak faaliyete başlayan fabrikamızda 2005 yılından bu yana yeni ekstruder pelet sistemi ile üretimlerimize devam ediyoruz. Ekstruder teknolojisi bizlere, yemin 120-130°C‘lerde, yüksek sıcaklık ve basınçta pişirilerek mikrobiyolojik faaliyetleri önleyen ve biyoyararlanımını arttıran, genleşme sonrası yüksek oranda yağ alımına bağlı olarak enerji değerini yükselten imkanlar sunmaktadır. Ayrıca firmamızın kullandığı ECS (Expension control system) teknolojisi ile yemin suda yüzme, yavaş veya hızlı batmasına olanak sağlamaktadır. Bugün kalite laboratuvarlarımızda Avrupa’daki analiz havuzunu kullanan NIR teknolojisi ile hammaddeden üretim sürecindeki her aşamada karışım ve yemlerimizden hızlı analizler yaparak doğru karar vereceğimiz sonuçlara ulaşabiliyoruz. Yine PCR teknolojisi kullanarak almış olduğumuz hammaddelerde saflık ve mikrobiyolojik kirlenmelerin kontrollerini sağlayabiliyoruz.
Kılıç Yem’in balık yemi alanında Türkiye pazarındaki yeri ve rolü nedir?
Firmamız, faaliyete başladığı ilk yıllarda büyüyen kapasitesine önemli derecede yardımcı olacak yem fabrikasını kurduğunda fabrika, ilk olarak kendi çiftliklerimize hizmet vermeye başladı. Zamanla kapasitemiz büyüdükçe çevre çiftliklerden gelen talepler üzerine üretimimizin bir bölümünü satışlara kaydırdık. Şu an üretmiş olduğumuz yemin yüzde 80-85’ini kendi bünyemizde kullanmaktayız, kalan yüzde 15-20’sini ise satışlara ayırmış durumdayız. Kapasite artışımız sonrası bu oran daha da büyüyecektir.
Hizmet sunduğunuz firmaların Kılıç Yem’i tercih etme nedenleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Türkiye’nin en büyük balık üretim kapasitesine sahip olan ve titizlikle formüle edilmiş yemlerini, farklı türlerde balıklarına yediren firmamızın yemleri her zaman yoğun ilgi ve talep görmektedir. Kılıç, kaliteden ödün vermeyen bir kuruluştur. Bu anlamda kaliteli; yani hedef balığın beslenme karakterine uygun, su koşullarındaki değişimlere bağlı olarak bağışıklık sistemini destekleyici ve kullanılan hammaddeler bakımından yüksek yararlanılabilirlikte, çevreye duyarlı yem üretimini amaçlamıştır. Kılıç’ta var olan tecrübe, Know-how ve yapılan Ar-Ge faaliyetleri sonucu üretmiş olduğu yemler her zaman tercih sebebi olarak değerlendirilecektir.
Yurtdışındaki yapılanmanız hakkında biraz bilgi verebilir misiniz? İhracata yönelik çalışmalarınız, ihracat gerçekleştirdiğiniz ülkeler var mı?
Arnavutluk İşkodra’da 15 milyon adet yavru alabalık kuluçkahanemiz ve Vau Dejes baraj gölünde 10 bin ton kapasiteli alabalık üretim tesisimiz bulunmaktadır. Yine bu bölgede 10 bin tonluk çipura/levrek projemize onay beklemekteyiz. Kıbrıs’ta çipura levrek üretimini gerçekleştirmiş olduğumuz tesislerimiz de dahil olmak üzere halihazırda düzenli olarak yem ihracatı yapıyoruz. Ayrıca farklı türlerde yıllık 50 bin ton kapasiteye ulaşmayı hedefliyoruz ve yatırımına başlamış olduğumuz Dominik Cumhuriyeti’ne yakın zamanda yem ihracatı gerçekleştireceğiz. Bunların yanında İran, Irak, Azerbaycan, Rusya ve Afrika ülkelerinden de farklı tür balık yemleri için yoğun talep görmekteyiz.
Varsa biraz da yeni yatırımlarınızdan ya da yapmayı planladığınız yatırımlardan bahseder misiniz? Kılıç Yem’in gelecek hedefleri hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Yurtdışında; Tunus, Fas, Moritanya, Dominik, Amerika, Rusya, Ukrayna, Gürcistan, Arabistan gibi ülkelerde devam eden ve projelendirilen yatırımlarımız yanında yurtiçinde de hem Muğla hem de Mersin bölgesinde 15 bin ton kapasiteli balık üretim çiftliği ve yem/yem yan sanayi yatırımlarımız planlanmaktadır. Moritanya’da yatırımı tamamlanan 800 ton kapasiteli Balık unu ve balık yağı fabrikamızdan iyi kalitede yüksek EPA/DHA seviyelerine sahip ürünler getirmekteyiz. Bunun yanı sıra fabrikamızda kullanmış olduğumuz hammaddelerin önemli bir bölümünü de üretecek yatırımlar ile hammaddeleri kaynağında kontrol altına alarak yemlerimizin kalite ve maliyetlerinde önemli iyileştirmeler yapmış olacağız.
Kılıç Holding ve Kılıç Yem olarak AR-GE faaliyetlerine ne kadar bütçe ayırıyorsunuz? Kılıç Yem’in AR-GE ve inovasyon konusuna yaklaşımı nasıldır?
Kılıç Holding aslında tüm işletmeleri ile entegre ve büyük bir Ar-Ge havuzu olarak değerlendirilebilir. Kılıç; yavru balık üretiminden yem fabrikalarına, kafes yetiştiriciliğinden paketleme tesislerine kadarki zincirde kendi içinde haberleşen, müşterilerinden ve bağımsız kalite denetim firmalarından gelen önerileri dikkate alan, gelişmeleri sürekli takip eden bir firma. Zaten firmamızın sektör olarak ülkemizde ve yurtdışında zirvede olması bunun en büyük göstergesidir. Yem fabrikası olarak yem ve hammaddeler için yeterli altyapıya sahip kalite laboratuvarımızda birçok analizi yapabiliyoruz. Özellikle sahada müşterilerimiz ile üretmiş olduğumuz yemlerin değerlendirmelerini yaptığımız gibi Milas’ta yer alan Ar-Ge tesisi deneme tanklarımızda farklı yem deneme çalışmaları da yaparak firmamızı gelecek alternatiflere hazır tutmaya çalışıyoruz. Tüm bu çalışmalarımızın yanı sıra üniversite, devlet (Tübitak, Tagem…) ve yurtdışı kurumları ile işbirliklerimiz de oluyor.
Doğaya karşı duyarlılığınız konusunda da bilgi alabilir miyiz?
Eğer yüksek sindirilebilirlikte kaliteli bir yem imal ediyorsanız balıkların daha az yem tüketerek daha çok büyümelerini sağlarsınız. Bu manada çevreye vereceğiniz atık daha az miktarda olacaktır. Bu atıkların organik nitelikte olduğu düşünüldüğünde aynı zamanda doğada yaşayan balıkların da bu atıkları tekrar değerlendirme durumu olacak ve çevreye çok az atık salınımı gerçekleştirmiş olacaksınız. Yem fabrikalarının genel olarak çevreye etkileri çalışan kişilerin yaşamış olduğu kent ortamında verdiği etki kadardır. Fabrikalarda hammaddenin pişmesi nedeni ile insanlarımızda farklı bir koku algısı oluşmaktadır. Bu durumu fabrikamızda baca çıkışlarımızda koku önleyici sistemler kurarak bertaraf ediyoruz. Çevre Bakanlığı'ndan izine tabi firmamız, ambalaj, mutfak ve az da olsa çıkan kimyasal atıklarını düzenli olarak belgeli atık taşıma firmaları ile bertaraf etmektedir.
Son olarak neler eklemek istersiniz?
Balık yemi üretiminde firmamız ve ülkemiz bundan 15 yıl öncesine göre çok daha fazla bilgi birikimi ve tecrübeye sahip. Ülkemizde su ürünleri yetiştiriciliğine yetebilecek düzeyde ve kalitede yem üretimi yapılabiliyor. Su ürünleri ihracatında ülkemizde ilk sırada yer alan Kılıç Holding’in üretmiş olduğu yemler ile beslenen balıklarımızı gönül rahatlığı ile tüketebilirsiniz. Yeterli oksijen ve akıntılara sahip temiz deniz ve tatlı su ortamında yetiştirilen balıklarımızın her türlü analizden geçirilerek kontrol altına alınmış yemler ile beslendiğini, aynı ortamda nereden beslendiği bilinemeyen doğadaki balık ile arasında sadece 2 cm kalınlığında açık ağ örgüsünün olduğunu çok iyi anlamalıyız.
Ülkemizde yetiştiriciliği yapılan balığın yaklaşık yüzde 50’si Avrupa ve diğer ülkelere ihraç edilmekte olup yetiştirilen bu balıklar, hala "Avrupa’ya ihraç edilen tek hayvansal gıda" özelliğini taşımaktadırlar. Artık dünyada avcılık yolu ile elde edilen balık stoklarında aşırı ve bilinçsiz avcılık, çevre kirliliği gibi faktörlerden dolayı ciddi bir düşüş yaşanmaktadır. Bu durum, kültürü yapılan ve sürdürülebilir su ürünlerinin, ihtiyacı karşılamak için ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.
Beyin ve vücut gelişiminde rol oynayan protein, yağ (Omega 3 bakımından zengin), vitamin ve minarellerce en değerli besin kaynağı olarak artık otoritelerin de kabul ettiği balığa ülkemizde verilen önem giderek artmaktadır; fakat bu yeterli değil. Bugün Türkiye’de kişi başı su ürünleri tüketimini 9-10 kg’lardan Avrupa Birliği'nin tüketmiş olduğu 25-30 kg seviyelerine taşımalıyız.
Firmamız, tesislerimizden hasat edilen balıklarımızı Muğla ve İzmir bölgesindeki balık marketlerimizde en taze hali ile halkımıza hem perakende hem de "Kaptan Kılıç" markası ile pişirilmiş olarak sunmaktadır. Türkiye’deki birçok büyük market zinciri ile çalışan Kılıç, her sene kendi markamızla açacağımız market zincirlerle tüm halkımıza bu hizmeti artarak götürmeye devam edecektir.