BLOG

Rasyon Çalışmalarının Hayvan Sağlığı ve Kârlılık için Önemi

02 Ağustos 20194 dk okuma

Bugün yaşantımızın her alanında kullandığımız tüm ürün ve hizmetlerde kullanılan teknoloji ve teknikler 30 sene öncesinden farklı ise, ülkemiz hayvancılık modelinde ya da en azından hayvan beslemede kullandığımız teknoloji ve teknikler anlamında olumlu yönde değişime gitmeliyiz. Üreticilerimizin de kendi üretim ölçeklerine göre atacakları her adım kendilerine ve hayvancılık ekonomisine fayda sağlayacaktır.

Vet. Physician Okan YAVUZ Çiftlik Destek Yöneticisi Abalıoğlu Tarımsal Üretim A.Ş. Hayvan yetiştiriciliğinde içinde bulunduğumuz dönemde besleme maliyetleri önemli ölçüde artmıştır. Bu artışın gerekçeleri arasında yem hammaddelerinin satın alınmasında veya üretilmesi süreçlerindeki maliyetlerin döviz kaynaklı artışı, iklim değişikliği, üretimde kullanılan hayvan başı arazi miktarının yetersiz oluşu ve kullanılan bu arazilerde optimal verimliliğin sağlanamaması, gibi daha bir çok etmen gösterilmektedir. Gerekçesi her ne olursa olsun küçük, orta ölçekli ve büyük ölçekli üreticiler ve yatırımcılar için artan maliyetler gerçekliğini korumaktadır. Bu problemin çözümü ile ilgili ülke çapında ve küresel ölçekte tedbirler alınması ilgili tarafların sorumluluğunda incelenmelidir.

Üreticilerin ve yatırımcıların ise bu süreçte işletmeleri ile ilgili doğru uygulamaları yapmaları bu olumsuz süreçten daha avantajlı ve daha kısa sürede çıkmalarına yardımcı olabilir.

Geçtiğimiz dönem içerisinde üreticilerin önemli bir bölümü artan besleme maliyetleri ile başa çıkabilmek için kaba yem kullanım oranını arttırarak verim sevilerini ve maliyetlerini azaltma yoluna gitmişlerdir. Bu hamle üretim sezonu içerisinde kaba yem stoklarının erken tükenmesi, sezon dışı pahalı kaba yem satın almaları yapılması, üreme ve süt verimi performans düşüklüğü, besi hayvanlarında canlı ağırlık artışı kayıpları dolayısıyla faaliyet karlılıklarında azalma ile sonuçlanmıştır. Artan besleme maliyetleri ile kâr edebilecek asgari verim seviyesi yükselmiştir. Sonuç olarak faaliyet kârlılığının korunabilmesi için verim performansının arttırılması elzem hale gelmiştir.

PAHALI KAYNAKLARIN OPTİMAL KULLANIMI VE RASYON HAZIRLAMANIN ÖNEMİ Verim performansını arttırmak için yatırım maliyeti en düşük yaklaşımlardan biri hâlihazırda yüksek maliyetlere katlanılarak elde edilen yem hammaddelerinin etkin şekilde kullanılmasıdır. Her üreticinin avantajlı olduğu bazı hammadde grupları mevcuttur. Bu kaynakların maliyetlerine, stok durumuna, bölgesel koşullara ve yetiştiricilik tipine uygun olarak yem hazırlama operasyonunun imkânları sınırında kullanılması gerekmektedir. Bu çalışmanın yem hammaddelerinin satın alma veya hasat dönemlerinde, hatta ekiliş yapılacaksa önceden başlaması en uygun olanıdır. Yıllık ihtiyaç belirlenmeli sürü içerisindeki hareketler (doğumlar, kuruya alınacak hayvanlar, kesime gönderilecek hayvanlar, tedarik edilecek hayvanlar…) hesaplanmalıdır. Böylelikle sene içerisinde yem hammaddeleri sürekli yeterli olacak ve rasyon değişiklikleri en az seviyede seyredecektir. Döneminde elde edilen ürünler ile maliyet de aşağıya çekilecektir.

Üreticilerin belirli hammaddelere fazla miktarda sahip olmaları (üretmeleri veya uygun fiyata stok yapmış olmaları…) büyük avantaj yaratabilir. Ancak yıllık ihtiyacının iki katı mısır silajı var diye hayvanlara tamamen mısır silajından oluşan bir rasyonun servis edilmesi olumlu sonuçlar vermeyebilir. Üreticinin elinde uygun maliyetli enerji kaynakları varsa bunlar protein kaynakları ile desteklenmeli, protein içeren kaba yem veya konsantre yem kaynakları bol miktarda ise enerji kaynakları yönünden değerlendirilme yapılmalıdır. Yem fabrikaları ülke hayvancılık modelini çok iyi anlamış ve üreticilerin eksik kaynaklarını tamamlamak amacıyla, onlarca farklı çeşit tamamlayıcı konsantre ürün geliştirmişlerdir. Bu ürünlerin doğru kullanımı ile ilgili yaygın teknik destek veren firmalar da bulunmaktadır.

Dengeli ve yeterli bir rasyon tüketmeyen hayvanlarda ekonomik kayıplar sadece kısa sürede ortaya çıkan et ve süt verimi kaybı şekilde olmamaktadır. Damızlık süt ve besi sığırı yetiştiriciliğinde karşılaşılan klinik ve subklinik metabolik ve enfeksiyöz hastalıklar, hayvanların sürüde verimli kaldıkları süreyi azaltmakta, veteriner sağlık masraflarını arttırmaktadır. Özellikle damızlık adayı genç hayvanların genetik potansiyellerinin ortaya çıkarılamaması büyük problemdir. Yüksek genetik kaliteye sahip olması beklentisi ile satın alınan damızlık hayvanların ve/veya kullanılan kaliteli spermaların, ekonomik karşılığının alınabilmesi ve bu anlamda dışa bağımlılığın azaltılması için genç hayvanların doğru beslenmesine yatırım yapılmalıdır.

Hayvan beslemede rasyon hazırlanması, yem hammaddesi ve yemlik yönetimi her ekonomik senaryoda olduğu gibi kriz dönemlerinin yönetilmesinde de yardımcı olabilmektedir. Üreticiler dönem dönem kendilerine vaat edilen verim performanslarını elde edemediklerinden, beklentilerinin karşılanamamasından, dönemsel fiyat hareketliliklerinden ya da çevrelerinden aldıkları duyumlardan hareketle kullandıkları hammaddeleri ve hayvanlara sundukları rasyonlarını değiştirmektedirler. Geviş getiren hayvanların sindirim sistemi bu değişikliklerin sıklığı ve miktarı ne kadar az olursa o kadar iyi adapte olabilmektedir. Besleme programında yapılacak olan değişiklikler besleme uzmanı eşliğinde değerlendirilmeli, gerekirse bir geçiş reçetesi ile takip edilmelidir. Verim performansının, bütün üretim sezonunda sürdürülebilmesi için hayvanların rasyonlarının belirli dönemlerde güncellenmesi gerekmektedir. Hatta besi hayvanlarında bu değişiklikler haftalık güncellemeler şeklinde olabilmektedir.

Doğru rasyonun hazırlanabilmesi için, işletme ve hayvan verilerinin yüksek tutarlılık değerlendirilmesi, hammadde içeriklerinin laboratuvar analizlerinin incelenmesi, işletme yönetimi ve yem hazırlama operasyonunun göz önünde bulundurulması, sıcaklık, nem gibi çevresel etmenlerin dikkate alınması, hammadde stok durumunun ve piyasa koşullarının değerlendirilmesi gerekmektedir. Bunların yanı sıra hayvanların tükettiği son rasyon, süt içeriği, nakliye durumu gibi faktörler de dikkate alınmalıdır. Ülkemizdeki hayvancılık işletmelerinin teknik donanımlarının bu anlamda geliştirilmeye açık olduğu göz önünde bulundurulursa besleme uzmanları ile çalışmak işletmelerin faydasına olacaktır.

Bugün yaşantımızın her alanında kullandığımız tüm ürün ve hizmetlerde kullanılan teknoloji ve teknikler 30 sene öncesinden farklı ise, ülkemiz hayvancılık modelinde ya da en azından hayvan beslemede kullandığımız teknoloji ve teknikler anlamında olumlu yönde değişime gitmeliyiz. Üreticilerimizin de kendi üretim ölçeklerine göre atacakları her adım kendilerine ve hayvancılık ekonomisine fayda sağlayacaktır.

Makale Kategorisindeki Yazılar
20 Ağustos 20247 dk okuma

Ekvador’un su ürünleri ve balıkçılık sektörüne genel bakış

Ekvador’un su ürünleri sektörü ihracatı 2023 yılında 1,2 Milyon Ton 7,2 Milyar ABD Doları olarak gerçekleşti.

09 Eylül 20224 dk okuma

BÜYÜKBAŞ BESİ RASYONLARINDA YONCA KURU OTU KULLANIMI