Röportaj: Cemalettin Kanaş
“Yıllık ihracatımızı 400 milyon dolardan 500 milyon dolara çıkarmayı hedeflerken kuş gribi ve fon kesintisi sebebi ile bir miktar yavaşlamak zorunda kaldık. Kısa süre içinde bu kesintinin kaldırılmasını ve yeniden hedefimize odaklanmayı bekliyoruz.”
Lezzeti ve besleyici değeriyle mutfakların vazgeçilmezi olan yumurta, gıda güvencesi açısından da stratejik bir ürün olarak öne çıkıyor. Protein ihtiyacını en ekonomik şekilde karşılamamızı sağlayan bu ürün, ihracat potansiyeliyle de ülkemiz için çok şey ifade ediyor. Ancak son dönemde ihracat kısıtlamaları ve maliyet artışları gibi sorunlar sektörün hızını kesiyor.
Bu sayımızda YUM-BİR (Yumurta Üreticileri Merkez Birliği) Başkanı İbrahim Afyon, değerlendirmeleriyle Türk yumurta sektörünün en kritik sorunlarını masaya yatırıyor. Feed Planet okurlarına özel bu röportajda, yumurtanın küresel ölçekte stratejik bir ürün olduğunu vurgulayan İbrahim Afyon, Türkiye’nin dünya yumurta üretiminde ilk 10’da, ihracatta ise ilk 3-4’te yer aldığını belirtti. YUM-BİR Başkanı, sektörün %136’lık üretim kapasitesinin ihracata bağımlı olduğunu ve kuş gribi ile DFİF (Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu) kesintileri gibi engellerin bu potansiyeli sekteye uğrattığını ifade etti.
YUM-BİR (Yumurta Üreticileri Merkez Birliği) Başkanı İbrahim Afyon
Üretimdeki gerilemeden ihracat fonlarına, yem maliyetlerinden biyogüvenlik önlemlerine ve YUM-BİR’in faaliyetlerine kadar pek çok başlıkta önemli değerlendirmelerde bulunan Afyon’a göre, ‘yumurta sektörü pedal çevirmek zorunda olan bir bisiklet’. Peki, bu bisikleti hızlandırmak için ne yapmalı? İşte Afyon’dan çarpıcı tespitler...
Konuşmalarınızda yumurtanın stratejik bir ürün olduğunu vurguluyor ve son aylarda bu durumun daha iyi anlaşıldığını söylüyorsunuz. TÜİK’in 13 Haziran tarihinde açıkladığı Nisan 2025 verilerine göre yumurta üretimi %9,1 azaldı, tavuk eti üretimi ise %23,5 arttı. Bu durumun sebepleri neler? Yumurtanın stratejik önemini korumak için sektörün büyüme potansiyelini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yumurta, besleyici ve mutfaklarımızın olmazsa olmaz, en kolay ve ucuz ulaşılabilme özelliği ile ülkemize özel değil küresel “stratejik bir üründür”. Geçtiğimiz yıllarda birçok gelişmiş ülkede yumurta krizi yaşandığını söyleyebiliriz… Ülkemiz dünya yumurta üretim sıralamasında ilk 10 da bulunurken ihracatta ilk 3-4 içindedir. Yumurta, ülke yeterliliğimiz %136 ya kadar kurulu kapasitemiz mevcuttur. Yani ürettiğimiz yumurtaların %100 üzerindeki kısmını kesin ihraç etmeliyiz. Veya bir tüketim kanalı bulmalıyız. Dünya ülkeleri kendi yumurtalarını üretme gayretine geçmiştir. Dünya ülkeleri halkının arz güvenliğini sağlama gayretinde arayış içindedir ve yumurtada en şanslı ülke Merkez Türkiye’dir. Büyüme potansiyeli her zaman olmuştur. Müteşebbis Türk insanı her zaman büyüme gayreti içindedir. Yumurta sektörü bisiklet sürmeye benzer, devamlı pedal çevirip ilerlemek zorundadır. Durup yavaşlayan yatırımcı zaman içinde erimeye mahkûmdur. Lakin pazar aynı paralelde genişlememektedir. Büyüme içinde olan sektör dış pazara muhtaçtır. Bunun için araştırma ve çalışmalarımız her zaman olmuştur. Bu gün 69 ülkeye yumurta ihracatı yapma potansiyelimiz var. Reelde 39 ülkeye sofralık, kuluçkalık, organik yumurta yanında likit yumurta ihracatı da yapmakta idik. Yıllık 400 milyon USD ihracatımızı 500 milyon USD’ye hedeflemiştik ama kuş gribi ve FON sebebi ile biraz sekteye uğradık. Kısa süre içinde FON kalktı haberi ile yine hedefimize odaklanacağız…

HAYVANSAL ÜRETİMDE LİSANS UYGULAMASINA İHTİYAÇ VAR
Yumurta sektörü, artan maliyetler ve ihracat düzenlemeleriyle mücadele ediyor. Yumurtada yeterlilik oranımızın %136 olduğunu ve %36’lık miktarın ihraç edilmesi gerektiğinin altını çizdiniz. YUM-BİR olarak devletten, bu ihracat hedefini desteklemek ve iç piyasada uygun fiyatları sürdürmek için hangi destekleri veya politika değişikliklerini bekliyorsunuz?
2006 yılında kurduğumuz YUM-BİR’in ana felsefesini, “Halkımıza en güvenilir gıda maddesini, en sağlıklı şekilde ulaşımını sağlarken, yaşanılan sorunlarda bürokrasi ile sektör arasında köprü olmak.” şeklinde ifade ediyoruz. Devletimizin koyduğu ve koyacağı fonların uygulama zamanları gibi birçok sorunu yakından takip ediyoruz. Devletimizin hayvansal üretim planlama çalışmaları dâhilinde, üretim-ihracat-sanayi için lisans uygulamasını talep ediyoruz. Bu uygulamanın hayata geçirilmesini üreticinin zarar etmemesi, halkımızın ürünü makul fiyatlardan alabilmesi, ihracatçımızın dünya ülkelerinin talebine cevap verebilmesi açısından çok önemli buluyoruz.
ABD’YE İHRAÇ EDİLEN YUMURTA BİZİM İÇİN DEVEDE KULAK
Malum olduğu gibi, yumurta ihracatına kg başına önce 0,5 sonra1,5 dolarlık DFİF kesintisi getirildi. Siz geçtiğimiz aylarda ABD’den gelen 15 bin tonluk yumurta talebinin ulusal üretim kapasitemize kıyasla küçük olduğunu ancak bu haberlerin iç piyasada fiyatın artacağı gibi bir algıya sebep olduğunu söylediniz. DFİF kesintisi üreticileri nasıl etkiledi? İhracat fırsatlarıyla birlikte iç piyasa dengesini sağlamanın ideal yolu nedir?
2024 yılı ekin ayına kadar kuş gribine karşı, biyogüvenlik yönünden ülkemizi çok sıkı koruyorduk. AB ülkeleri ve ABD başta olmak üzere birçok ülkenin düştüğü duruma ülkemizi düşürmememize rağmen, ülkemize gelen kanatlı sorununu yaşadık ve bir miktar yumurtacı tavuğu halk sağlığı için üretimden çektik.
ABD'deki yumurta krizi haberleri sonrası Türkiye'nin bu ülkeye ihracata başlaması, fiyat artışlarının sadece ihracattan kaynaklandığı algısına yol açmıştı.
Dünya ülkelerinin yoğun talebi ve Ramazan ayı gıda hareketliliği birleşince çarpan etkisi ile iç fiyatlarda yoğun artışlara sebep oldu ve devletimiz fiyat yönünde halkımızı korumak için yumurta ihracatına önce 0,5 USD/kg, akabinde 1,5 USD/kg fon getirdi. Bu fon ile yumurta ihracatımız baltalandı ve içerde üretici zararına satışlara şahit olduk. Üretimden çekilen tavukların hızlı şekilde üretime geçmesi ve ihracat için üretilmiş yumurtalar iç piyasada kalınca yumurta üreticisi mağdur olmaya başladı.
İHRACAT, İÇ PİYASANIN DÜŞMANI DEĞİLDİR
Ülkemiz yumurta üretiminde üst sıralardadır. ABD ile 7 ayda (haftalık 2 tır) teslim edilmek üzere anlaşılan 15 bin ton yumurta, haftalık 150-200 tır yumurta ihracatı yapan Türkiye için hiçbir şeydir. Biz iç piyasayı da ihracatı da ABD’nin ihtiyacını da karşılayabileceğimizi ifade ettik. Ancak ABD’den gelen “raflarda yumurta yok” şeklindeki kriz görüntüleri ülkemizde yanlış ve abartılı algılandı. Aslında çeşitli sebeplere bağlı olarak oluşan yüksek yumurta fiyatının tek sebebi ihracat zannedilerek ihracatımız sekteye uğradı.
İhracat tarafında yanlış bilgiler mevcuttur. Hiçbir zaman ihracat iç piyasa düşmanı olmamıştır. Keza ihracat için üretilen kısım zaman gelince bu ürünleri iç piyasaya sürülerek halkımızın arz güvenliği için şarttır. Diğer ülkeler ihtiyacını Merkez Türkiye’den bulabilir ama bize alternatif ülke yoktur.
TMO’DAN YEM HAMMADDELERİNİ SABİT FİYATTAN TEDARİK ETMESİNİ BEKLİYORUZ
Yemin yumurta üretiminde en büyük maliyet kalemi olduğu biliniyor. Yem fiyatlarındaki dalgalanmalar ve tedarik sorunları yumurta üretim maliyetlerini nasıl etkiliyor? Yem ve yumurta sektörleri sürdürülebilirlik için nasıl iş birliği yapabilir?
Yumurta üreticisi her tavuk için yumurta dönemine kadar yumurta almadan 5,5- 6 kg yem verir. İleriki günlerde de 110-120 gram yem vermeden yumurta temin edemez. Verdiği 110-120 gram yem karşılığında her hayvandan 1 adet yumurta alamaz. En verimli döneminde 100 tavuktan 90 yumurta alır. Bu üretim verimlilik, ileriki aylarda %60’lara kadar geriler ve 25 hafta yaşından sonra hayvanlar kesime sevk edilir.
Yem sektörü yem ve hammaddelerini ithal ağırlıklı temin etmektedir. Mısır başta olmak üzere diğer girdilerimiz de döviz bazlı temin edildiği için yem bedeli toplam yumurta maliyeti içinde %80’ini bulabilmektedir. Yem sektörü adına TMO’dan beklediğimiz, hammaddelerimizin sabit maliyetli uzun dönem tedarikidir. TMO Genel Müdürü şahsında, Tarım Orman Bakanımız ve ekibine, zor durumlarımızda desteklerinden dolayı teşekkür ederiz.
TÜKETİCİ ALTERNATİF ÜRETİM İDDİALARINA RAĞBET ETMEMELİ
Dünya genelinde kendini unutturmayan kuş gribi vakaları ülkemizce ve uluslararası kuruluşlar tarafından sıkı bir şekilde takip ediliyor. Kuş gribi gibi hastalıkları önlemek ve kanatlı sağlığını korumak için sektör hangi yeni önlemleri alıyor? Bu konuda Türk kanatlı sektörü ne durumda?

Kuş gribi, insanlardaki pandemi paralelinde bir durumdur. Pandemiyi sağlık hijyen şartları ile yenebiliriz. Kuş gribini de biyogüvenlik şartlarına riayet ederek yenebiliriz. Dünya uzun yıllar bu mücadelede zorlanırken, biz Tarım ve Orman Bakanlığı talimat ve ekipleri ile çok başarılı bir şekilde yönetiyorduk. Bundan sonra da şartları yoğunlaştırarak yönetmeye ve birlikte yaşamaya çalışacağız.
Kuş gribi göçmen kuşlarla ülkemize gelmektedir. Göç yolları ile ülkemize giren virüs içerdeki hayvan ve kanatlı emtiaları ile saçılmaktadır. Göçmen kuşların konakladığı bölgelerdeki köy tavuğu ve gezen tavuklar aracılığı ile en yakın tesise bulaşmakta ve hayvan hareketliliği ile saçılmaktadır. Halkımızın nerede nasıl üretildiği bilinmeyen alternatif üretim iddiasındaki yumurtalara gereksiz rağbet etmeyerek hem fiyat yönünden aldatılmamış olur, hem de biyogüvenlik mücadelemize ve ülkenin gıda arz güvenliğine destek olmuş olurlar.
ARZ VE TALEPİN YANINDA ALGI DA FİYATLARI ETKİLİYOR
İlk sorumda TÜİK’in Nisan ayı yumurta ve tavuk eti istatistiklerini sormuştum. Üretim trendlerini anlamak için başka hangi verilere bakılmalı?
TÜİK, veri konusunda en tepe kuruluşumuz. TÜİK verileri üzerinden bilgi edinmekte ve politika belirlemekteyiz. TÜİK verilerinde bahsedilen tavuk “etçi” tavuk olup yumurtacı tavuklarımızla ilgili değildir. Üretim-tüketim-pazar değişkenliği arz-talep ürünü olan yumurta fiyat belirlenmesinde etkindir. Üretim trendleri algılarla anlık olarak değişebilir. Okulların açılması, yazdan kışa dönüş, kış, Ramazan gibi gıda alış veriş hareketliliği dönemlerinde artış trendi; yaza giriş, okulların kapanması, nisan-mayıs dönemi, gençleşen sürülerin üretime başlama dönemlerinde arz artışları ile düşüş trendi yaşanmaktadır. Sonuç olarak, yumurta fiyatları Arz-Talep- Algı üçgeninde düşmekte veya yükselmektedir.

YUM-BİR Başkanı olarak, fiyat dalgalanmaları, ihracat kısıtlamaları ve zaman zaman da yanlış algılarla mücadele etmek durumunda kalıyorsunuz. YUM-BİR bu sorunlara nasıl çözümler üretiyor? Önümüzdeki dönemde planlarınız neler?
5200 sayılı tarımsal birlikler yasasına tabi kurulmuş birliğimiz, gönüllülük esaslı olduğu ve faydalı faaliyetleri tüm üreticiler tarafından benimsendiği için üye sayımız gönüllü ve farkındalık sahibi bilinçli üreticilerimizden oluşmaktadır. Merkez birliğimize bağlı 12 alt (bölge) birliğimiz ve bu başkanlarımıza bağlı 450 civarı üyemiz bulunmaktadır.
Her türlü sorun çözümünde bakanlıklar ve sektör ile çözüm arayışları halindeyiz. Halkımızın fiyat ve arz yönünden olumsuz etkilenmemesi için, üreticilerimizin zarar yönünden etkilenmemesi için bilinçlendirme ve değerlendirme toplantıları yapmaktayız. İhracat ve iç piyasa fiyatları yönünden bize kulak veren Ticaret Bakanlığı kadrolarına teşekkür ederiz.
YUM-FEST ZİRVESİ SEKTÖRÜN ÇALIŞTAYI OLARAK HİZMET GÖRÜYOR
Türk yumurta sektörü ihracat potansiyelimizin olduğu yaklaşık 70 ülkeden 40 kadarına fiili olarak ürün ulaştırıyor. Yumurta Zirvesi başta olmak üzere sektörün bir araya geldiği organizasyonlarda bu konuyu daha etraflı bir şekilde masaya yatırıyorsunuz. Son zirveden çıkan sonuçlar, bu ihracat hedeflerinin neresinde olduğumuzu gösteriyor? Sonraki zirvelerde hangi sorunlara odaklanmayı planlıyorsunuz?

Yumurta Zirvesi kapsamında tüm bürokrasi kanalları, yumurta sektörü tedarikçileri ve üreticileri, yem ve katkı sanayii, yumurta yan sanayi firmaları, üniversiteler, akademisyenler, medya, tüketici ve sivil toplum örgütleri… Yani tüm yumurta dünyasından bin civarında misafir ağırlamaktayız. Bu zirve aracılığıyla bir nevi çalıştay yapıp nereden nereye geldik, kendimizi kamu ve kamuoyunda nerde buluyoruz, nasıl görünüyoruz öğrenme fırsatı buluyoruz…

YUM-BİR / YUM-FEST zirvemizin bir sonrakini 7. YUM-BİR zirvesi “YUM-FEST” i planlamaya başladık. Tüm sektör paydaşlarını bekliyor olacağız. Hile karıştırılamayan, en sağlıklı besin, en ucuz protein kaynağı yumurtayı severek üretiyoruz. Severek tüketilmesini de arzuluyoruz.