Çin, Fukushima nükleer santralinden arıtılmış
radyoaktif suyun salınmasına tepki olarak Japonya'dan tüm deniz ürünleri
ithalatını askıya alarak uluslararası tartışmaların fitilini ateşledi. Çin
Dışişlerinden “Okyanus Japonya'nın nükleer kirlenmiş suyu için bir kanalizasyon
değildir” tepkisi geldi. Çin geçen yıl Japonya’dan yaklaşık 850 milyon dolarlık
su ürünü ithal etmişti.
Çin Perşembe günü, Fukuşima nükleer santralinden arıtılmış radyoaktif su salınımına tepki olarak Japonya'dan tüm deniz ürünleri ithalatının askıya alındığını açıkladı. Karar, Japonya'nın arıtılmış atık suyu Pasifik Okyanusu'na boşaltmaya başlamasından kısa bir süre sonra geldi.
Çin'in gümrük ajansı bu adımı "gıda güvenliğinin radyoaktif kirlenme riskini kapsamlı bir şekilde önlemek, Çinli tüketicilerin sağlığını korumak ve ithal edilen gıdaların güvenliğini sağlamak" için önemli bir adım şeklinde nitelendirdi. Bu adım, nükleer santrali doğrudan çevreleyen bölgelerden yapılan ithalata daha önce getirilen yasağı genişletiyor.
Japon yetkililer tahliye edilen suyun, radyoaktif maddelerin çoğunu ortadan kaldıran Gelişmiş Sıvı İşleme Sistemi (ALPS) tarafından arıtıldığını ifade ediyor. Kolayca giderilemeyen tek element trityumdur. Japonya'nın Londra'daki bir büyükelçilik sözcüsü suyun "trityum dışındaki radyoaktif maddelerin konsantrasyonu yasal standardın altına düşene kadar ALPS aracılığıyla yeterince arıtıldığını ve daha sonra deşarj edilmeden önce daha da seyreltildiğini" savunuyor. Japon hükümeti yaklaşık 1.3 milyon metrik ton arıtılmış atık su tahliye etmeyi planlıyor ki bu da yaklaşık 500 olimpik yüzme havuzuna eşit bir hacme tekabül ediyor.
Japonya'nın kararı uluslararası alanda ciddi eleştirilere maruz kaldı. Tokyo'nun eylemlerini "son derece bencilce ve sorumsuzca" olarak nitelendiren Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Wang Wenbin, okyanusun "Japonya'nın nükleer kirlenmiş suyu için bir kanalizasyon değil" insanlık için ortak bir kaynak olarak görülmesi gerektiğini söyledi. Hong Kong'un Baş Yöneticisi John Lee de bu düşünceye paralel olarak atık su salınımına karşı olduğunu açıkladı. Ancak Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA), Japonya'nın eylemlerinin uluslararası standartlara uygun olduğunu ve çevre ve halk sağlığı üzerinde muhtemelen "ihmal edilebilir" bir etkiye sahip olacağını ifade ediyor.
2011 yılında meydana gelen Tōhoku depremi ve ardından oluşan tsunami 15 binin üzerinde can kaybına yol açmış ve Fukushima nükleer santralinin erimesine sebep olmuştu. Bölge genelindeki maddi zararın 235 milyar dolar olduğu tahmin edilmektedir.
Daha karışık bir tepki veren Güney Kore ise UAEA'nın bulgularını kabul etmekle birlikte, ülke "kirlenmiş suyu serbest bırakma planına katılmadığını veya desteklemediğini" belirtti.
Çin 2022 yılında Japonya'dan yaklaşık 71.7 milyar yen (493.4 milyon dolar) değerinde önemli miktarda balık ve 53.56 milyar yen değerinde kabuklu ve yumuşakça ithal etti.
Devam eden tartışma, çevrenin korunması, uluslararası işbirliği ve nükleer enerjinin etkileri ile ilgili daha geniş kapsamlı endişeleri ortaya çıkarıyor.