Selko / GMP+
Ürünlerin piyasa fiyatının altında teklif edilmesi, sevkiyatın alışılmadık bir yerden yapılması veya mantığa ters bir rotanın izlenmesi, ürünlerin farklı bir görünüme veya kokuya sahip olması, bitmiş yem analizinde beklenmeyen sonuçlar veya üretimin azalması yemde tağşişe dair işaretlerdir.
Tedarik zinciri boyunca, çok çeşitli risk faktörleri hayvan yemlerinde kullanılan tahılların kalitesini ve güvenliğini tehlikeye atabilir. Risk faktörleri arasında insan davranışlarının yanı sıra tedarik zincirinin her bir halkasında bulunan kontaminantlar da yer almaktadır. Nutreco’nun yem katkı markası Selko’nun küresel webinar serisinin son bölümünde GMP+ ve Selko’nun hammadde kalite ekibinden uzmanlar bir araya gelerek yem güvenliği kültürü oluşturmanın değerini ve hayvan yemlerinde kullanılan tahılları korumak için potansiyel riskleri azaltmayı tartıştı.
SORUMLULUK RİSKİNE KARŞI SAVUNMA VE GÜÇLÜ MÜŞTERİ İLİŞKİLERİ KURMA
Yem güvenliği ihlalleri hayvan ve insan sağlığından daha fazlasını tehdit edebilir. Yem veya gıda güvenliği ile ilgili bir ürün geri çağırma veya mevzuat ihlali, müşterilerin bir işletmeye olan güvenini aşındırabilir ve hatta işletme lisansını tehdit edebilir. Günümüzün küresel pazarında, şirketlerin ve üreticilerin yem güvenliğini ele alma konusunda gerekli özeni gösterdiklerini ve tağşişe karşı koruma sağlanması için gerekli adımları attıklarını kanıtlamaları giderek daha fazla önem kazanmaktadır.
Yem güvenliğini korumak ve kaliteyi güvence altına almak için proaktif adımlar uygulamak da sorumluluk riskini azaltmaya yardımcı olabilir. Sürekli olarak güvenli ürünlerin tedarikçisi olarak tanınmak, en düşük maliyetli bileşenlere sahip olmaktan daha önemli olabilir. Yem girdilerinin güvenli olduğunu ve gıda güvenliğini korumak için yeterli durum tespiti protokollerinin yürürlükte olduğunu kanıtlama becerisi, güvenilir bir tedarikçiyi pazardaki diğer tedarikçilerden ayırabilir.
Şekil 1: Yem güvenliği kültürü «üçgeni»; yem güvenliği ile ilgilenme yeteneği, kapasite ve istekliliğine bağlıdır. Source/ Kaynak: GMP+ International.
GIDA GÜVENLİĞİ KÜLTÜRÜNÜ OLUŞTURMAK: YETENEK, KAPASİTE VE İSTEKLİLİK
Bir şirketin yem güvenliğine olan bağlılığı, yem güvenliği kültürüne yansır. Çalışanların bileşenlerin fabrikaya kabul edilmeden önce kalite parametrelerini karşılaması gerektiğini anlamaları ve bu standartlara uymaya istekli olmaları, yem güvenliği kültürünün bir örneğidir.
Ekibin tüm üyeleri yem güvenliği kültürünü destekleme becerisi, kabiliyeti ve istekliliği göstermelidir. Bu kültürün benimsenmesini sağlamak için kurum genelinde bilgi aktarımı, çalışanların teknik becerilerinin geliştirilmesi ve sürekli iletişim gerekir.
Ne yazık ki, finansal avantaj elde etmek için sistem üzerinde “oyun oynamaya” çalışanlar vardır. Bileşenlerin değiştirilmesi, işleme tesisine kontamine olmuş durumda gelen bileşenlerin kullanılması veya kasıtlı olarak yanlış etiketlenmesi yemde tağşişin örnekleri arasında sayılabilir. Tağşiş, tedarik zincirinin herhangi bir noktasında meydana gelebileceğinden, çalışanlar tehlike işaretlerine karşı uyanık olmalı. Ürünlerin piyasa fiyatının altında teklif edilmesi, sevkiyatın alışılmadık bir yerden yapılması veya mantığa ters bir rotanın izlenmesi, ürünlerin farklı bir görünüme veya kokuya sahip olması, bitmiş yem analizinde beklenmeyen sonuçlar veya üretimin azalması yemde tağşişe dair işaretlerdir.
KÜLTÜRÜN ÖTESİNDE - YEM KALİTESİNİ GÜVENCE ALTINA ALMAK İÇİN PRATİK ÖNLEMLER
Yem güvenliği kültürü, insan dışı risk faktörlerini ele almak için hafifletici çabalarla birlikte yürütülmelidir. Yem güvenliği risklerini tespit etmek için tahılların analiz edilmesi, belirli kontaminant baskılarına karşı uygun önlemlerin alınması, mikroorganizmalara karşı çözümlerin doğru şekilde uygulanmasının sağlanması ve kaliteyi korumak için tahılların sürekli izlenmesi hafifletici stratejilerdir. Bu eylemler tahılın korunmasına ve kalite güvencesine bütünsel bir yaklaşım sağlar. Bilgi, yem güvenliği destekleyeceğinden, bu adımlara mümkün olduğunca erken başlanmalıdır.
Hasattan sonraki ve tahılların depoya yerleştirilmesinden önceki dönemde riskleri değerlendirmek, tehditleri belirlemek ve azaltma stratejileri uygulamak için ideal bir zaman. Benzer şekilde, tahıllar müşterilere nakledilmeden önce de kontrol edilmelidir. Örneğin, Avrupa’nın en büyük limanı olan Rotterdam’da Selko dozajlama sistemleri, mavnalara yüklenip dünyanın dört bir yanına gönderilmeden önce tahıllara tamponlanmış ve tamponlanmamış organik asitlerin belirli karışımlarını uygulamak için kullanılmaktadır. Elbette sıcaklık, nem veya nakliye gemisinin bütünlüğüyle ilgili sorunlar kontaminasyon riskini beraberinde getirebilir. Bu sebeple, tahıllar için kalite kontrol noktaları tedarik zinciri boyunca entegre edilmelidir.
Tahılların analizinin ardından, sorunların ele alınması için bazı müdahaleler gerekebilir. Tahıl kalitesini müdafaa ve muhafaza etmek için Selko’nun yem katkı maddelerinin kullanılması, tahıl kalitesine zarar verebilecek veya kontaminasyonun oluşması için uygun şartlar yaratabilecek sorunların üstesinden gelebilir. Bu önlemler belirlenmekle kalmamalı, aynı zamanda şirketler önlemlerin uygulandığını gösterebilmelidir.
TAHIL KALİTESİ: HASAT ÖNCESİ, HASAT SONRASI, DEPOLAMA VE TAŞIMA
Hasat öncesi, hasat, depolama ve nakliye sırasında tahıllar hem niceliksel (dökülme, bozulma veya hasardan kaynaklanan kayıplar) hem de niteliksel (kalite kaybı) zararlarla karşı karşıya kalır.
Yetiştirilen ürünler şiddetli hava şartları, zararlı böcekler ve yetersiz toprak kalitesinden zarar görebilir ve küf oluşumu gibi sorunların baş göstermesine şahit olabilir. Hasat sonrasında meydana gelen genel sorunlar arasında yabancı maddelerle kontaminasyon, küf veya bakteri üremesi, mekanik hasar ve kurutma ile ilgili sorunlar yer alır. Yaş tahılın küflenme riski artar ve raf ömrü kısalır. Bu durum optimum olmayan depolama uygulamalarıyla birleştiğinde, daha fazla küf ve bakteri üremesi riski önemli ölçüde artarken, tahıl kalıntıları depoya gelen temiz tahılı kirletebilir. Nakliye ile ilgili konular ise tahılın nasıl depolandığını ve nakliye süresini içerir.
Depolama ve nakliye sırasında tahılı muhafaza etmek için dikkat edilmesi gereken bazı hususlar arasında en uygun depolama şeklini seçmek, nemi kontrol etmek ve nem birikimini azaltmak için yeterli havalandırma sağlamak yer alır. Depolama tesisi içindeki şartları gözlemleme veya sıcaklıkları değiştirme imkanı da tahılın makul şartlarda muhafaza edilmesine yardımcı olabilir.

ETKİ AZALTMA ÇALIŞMALARI
Tahıl güvenliğini kontrol etmeye ve korumaya yardımcı olacak eylemler; analiz, tahıl kalitesini korumak için özel katkı maddelerinin uygulanması ve çözümleri uygulamak için ilgili bakım araçlarının kullanılmasıdır. İçerik analizi; salmonella, küf veya mikotoksin kontaminasyonu gibi güvenlik sorunlarının belirlenmesine yardımcı olurken, nem ve pH değeri gibi raf ömrünü değiştirebilecek unsurları da değerlendirebilir veya raf ömrü tahmin testi yapabilir.
Tahıl kalitesi katkı maddesi kullanımıyla da desteklenebilir. Depolanmış tahıl, özellikle değişken depolama şartları ile karşı karşıya kaldığında, mikroorganizmaların büyümesi için mükemmel bir ortam sağlayabilir, tahılların besin değerini değiştirebilir ve raf ömrünü kısaltabilir. Selko tarafından piyasaya sürülen Fylax Grain, mikrobiyal büyümeyi engelleyerek raf ömrünü uzatmaya yardımcı olabilir. Bu katkı maddesi; küfler, bakteriler ve mayalar dahil istenmeyen mikroorganizmaların büyümesine karşı geniş spektrumlu koruma sağlayan serbest ve tamponlanmış organik asitlerin karışımıdır.
Clostridium perfringens, salmonella typhimurium ve saccharomyces cerevisiae’nın büyümesini inceleyen deneylerde, Fylax Grain uygulamasının ardından tüm istenmeyen mikroorganizmaların popülasyonları azalmıştır.
Bir çözümün tam olarak fayda sağlayabilmesi için doğru şekilde uygulanması gerekir. Son teknoloji ile donatılmış dozajlama sistemleri, katkı maddesi dozajlama hacimlerinin ve uygulamalarının işlenen tahıllar için doğru olmasını sağlayabilir. Doğru dozajlama, tahıllara uygulanan ürünlerin risk faktörlerine karşı istenen etkinliği sağlamasına yardımcı olurken aynı zamanda üreticilerin ekonomik ve sürdürülebilirlik hedeflerine de riayet edilmesini sağlar. Depolama, nakliye ve hatta üretim sırasındaki şartlar değişebilir. Selko’nun uzak bir tesisten sürekli dozajlama çözümleri sunma kabiliyeti, dozaj ayarlamalarının gerçek zamanlı olarak yapılmasına imkan tanır. Selko’nun 7/24 hizmet veren tesisindeki bir operatör, verilere dayalı olarak çözeltilerin dahil edilme seviyesini veya uygulama hacmini verimli bir şekilde ayarlayabilir.
Tahılların kalitesini düşürebilecek risk faktörleri göz önüne alındığında, kalite ve güvenliğin korunması çok önemlidir. Bir yem güvenliği kültürünün uygulanması, tahılı korumak, yemi güvence altına almak ve sürekli olarak yüksek kaliteli hayvan yemi üretmek için temel bir adımd. Bunu tahıl izleme, test etme ve mikrobiyal büyümeyi engelleyen katkı maddelerinin uygulanmasını sağlayan bir hammadde kalite programına bağlamak, tahıl kalitesinin korunmasına yardımcı olabilir.
Tedarik zinciri boyunca risklerle karşılaşıldığını ve tahılın kontamine olabileceğini belirten Selko’nun hammadde kalite programı teknik ticari müdürü Pieter Steyn, “Kuruluşumuz genelinde bir yem güvenliği kültürünü sürdürmek ve hayvanlarımıza kaliteli içerikler sağlama konusunda isteklilik göstermek hayvan yemi sektöründeki herkes için sorumluluktur.” dedi.

Selko webinarına katılan bir katılımcı ilginç bir soru yöneltti: Tahılların kontamine olmayacağını garanti etmek mümkün mü? Bu soru, çiftçinin kontrolü dahilindeki faktörlerin ele alınması gibi eskimeyen bir konuyu gündeme getiriyor. Tedarik zinciri aksaklıkları ve ekstrem hava şartları, insan kontrolü dışında kalan birkaç sorun. Ancak çiftçiler, tahıllardaki kontaminantları tespit etmek, belirli risk faktörlerini çözmek için erken harekete geçmek, çözümleri doğru dozajda uygulamak ve tahıl kalitesini sürekli olarak izlemek gibi kontrol edilebilen faktörlerin sorumluluğunu üstlenerek tahılların kalitesini müdafa ve raf ömrünü muhafaza etmeye yardımcı olabilirler.
Selko, çiftçilerin işletmelerinde kaliteyi yönetme çabalarını destekleyecek yolları belirlemek için araştırmalara yatırım yapmaya devam ediyor. Su aktivitesini optimize etme, bileşenler için ideal asidik ve alkali seviyelerini yönetme ve tahılları kurutmak için kullanılan farklı prosesler için çevresel faktörleri değerlendirme gibi alanlar, Ar-Ge yatırımlarının dünyanın dört bir yanındaki müşterileri nasıl desteklemeyi amaçladığının sadece birkaç örneği.