Hollanda’nın kalbinde, Wageningen Üniversitesi ve Araştırma Merkezi (WUR) ile Hollanda Yem Endüstrisi Birliği Nevedi, hayvancılık ve yem üretimini yeniden birleştirmeye yönelik yeni bir öneri üzerinde tartışırken tarımın dev aktörleri arasında bir çatışma yaşanıyor. WUR, ‘sürdürülebilir tarım’a gidişi savunurken Nevedi, ekonomik istikrar ile acil çevresel dönüşümü iç içe geçirerek pratiklikle ilgili önemli soruları gündeme getiriyor. Bu durum, Hollanda tarımının geleceğini yeniden tanımlayabilecek ve önce Avrupa sonra dünya çapında yankı uyandırabilecek sürükleyici bir mücadeleye sahne oluyor.
Sürekli gelişen tarım dünyasında, farklı bakış açılarının çatışması sıklıkla ön plana çıkıyor. Bu makale, sürdürülebilir tarım söyleminin şampiyonluğunu elinden bırakmayan Hollanda’da yaşanan bir mücadeleyi ele alıyor.
Hollanda’yı saran tarımsal ideolojiler çatışmasında, Wageningen Üniversitesi ve Araştırma Merkezi (WUR) ve Hollanda Yem Endüstrisi Birliği Nevedi, ülkedeki hayvancılık ve yem üretimini yeniden birleştirmeye yönelik yeni bir öneri üzerinde anlaşmazlık yaşıyor. WUR’un kısa süre önce yayınlanan çalışması, bu iki unsuru birbirine bağlamanın ulusal iklim hedeflerine ulaşmanın anahtarı olabileceğini, amonyak emisyonlarını neredeyse yarı yarıya azaltabileceğini ve sera gazı emisyonlarını dörtte bir oranında azaltabileceğini öne sürüyor. Ancak Nevedi, WUR’un yayınının bilimsel açıdan ilgi çekici olduğunu kabul etmekle birlikte, önerilen çözüm ile daha geniş tarımsal manzara arasındaki kopuk gerçekliği vurgulayarak pratikliği hakkında kritik sorular yöneltiyor.

WUR’un Science of the Total Environment dergisinde yayınlanan çalışması, Hollanda’da hayvancılık ve yem üretiminin yeniden ayrıştırılmasının sonuçlarını araştırıyor. Araştırmacılar, mevcut küresel gıda sisteminin hayvancılık ve yem üretimini birbirinden ayırmasının besin döngülerini bozarak çevresel bozulmaya yol açtığını ileri sürüyor. Yerel düzeyde yeniden ayrıştırmanın, bölgesel yem üretim kapasitesine dayalı olarak hayvan sayıları için doğal bir tavan oluşturabileceği iddia ediliyor. Buna karşılık Nevedi, Hollanda tarım sektörünün uluslararası bağlamının ve küresel iklim girişimleri üzerindeki potansiyel olumsuz etkilerinin altını çizerek bu yaklaşımın uygulanabilirliğinin olmadığını ifade ediyor. WUR, bulgularının gelişmiş döngüsellik ve azaltılmış çevresel etkiye yönelik umut verici bir yol sunduğunu ileri sürerek araştırmasını savunduğunda çatışma şiddetleniyor. Bu iki tarımsal güç merkezi tartışmalarını sürdürürken, sürdürülebilir uygulamalar ve ekonomik istikrar arasında kalan Hollanda tarımının gelecekteki yörüngesi belirsizliğini koruyor.
ARKA PLAN BİLGİSİ
Kendini çevreye duyarlı uygulamalara adamış bir ülke olan Hollanda, iki etkili oyuncu arasında artan bir gerilime şahit oldu: Hollanda Yem Endüstrisi Birliği Nevedi ve tanınmış bir akademik kurum olan Wageningen Üniversitesi ve Araştırma Merkezi (WUR). Her ikisi de Hollanda tarım sektöründe ve bu sektörün daha sürdürülebilir uygulamalara geçişinde önemli bir paya sahip. Yem sanayiini temsil eden Nevedi, ülke ekonomisinde çok önemli bir rol oynayan hayvancılık sektörünün istikrarını ve büyümesini sağlamaya yönelik çalışmalar yürütüyor. Öte yandan WUR, sürdürülebilir ve çevre dostu tarım uygulamalarını savunan araştırmaların ön saflarında yer alıyor.
EKONOMİK İSTİKRAR MI ACİL DÖNÜŞÜM MÜ?
Sözkonusu gündem çatışması, tarımın geleceği konusundaki daha geniş tartışmanın bir yansıması. Nevedi ekonomik istikrar, verimlilik ve Hollanda hayvancılık sektörünün büyümeye devam etmesini önemsiyor. Bunlar, geçimleri için sektöre bel bağlayan birçok çiftçi ve sektör oyuncusu tarafından paylaşılan endişeler. Sürdürülebilirlik, sektörün mevcut durumunu tehlikeye atmaması gereken uzun vadeli bir hedef olarak görülüyor. Pratiklik ve ekonomik uygulanabilirlik kilit öneme sahip.
Sürdürülebilirlik ve çevre bilincine odaklanan WUR, sera gazı emisyonlarının azaltılması ve kimyasal girdi kullanımının en aza indirilmesi de dahil olmak üzere tarımın çevresel etkilerini azaltan uygulamaları savunuyor. Sürdürülebilirlik, küresel toplumun acil çevresel sorunlarla karşı karşıya olduğu bir çağda bir zorunluluk olarak algılanıyor. Bu bağlamda, sürdürülebilir tarımın uzun vadeli faydaları vurgulanıyor.
Nevedi ve WUR’un birbirlerinin can düşmanı olmadıklarını, zaman zaman çeşitli projelerde işbirliği yaptıklarını ve tarım sektörünün refahı için aynı kararlılığı paylaştıklarını belirtmek gerekir. Bununla birlikte, temel anlaşmazlık sürdürülebilirliğe geçişin derecesi ve hızında yatıyor. Nevedi’nin önceliği sektörün istikrarı iken, WUR daha acil bir dönüşümde ısrar ediyor.

Bu bakış açısı çatışması sadece Hollanda’ya özgü değil. Avrupa genelinde, verimlilik ve büyümeyi vurgulayan geleneksel çiftçi odaklı bakış açıları ile sürdürülebilirlik savunucuları arasında benzer mücadeleler devam ediyor. Avrupa’nın önde gelen tarım örgütlerinden Copa-Cogeca ile Avrupa Komisyonu arasında çevre politikaları ve sürdürülebilirlik standartları konusunda yaşanan çatışma buna iyi bir örnek.
Nevedi-WUR çatışması, modern tarımın ekonomik çıkarlar ile sürdürülebilirlik hedeflerini uzlaştırırken karşılaştığı zorluklara dikkat çekiyor. Sektörün büyüme ve rekabet etme zorunluluğunun, çevreye duyarlı uygulamalara duyulan acil ihtiyaç karşısında tartıldığı daha geniş bir küresel tartışmanın küçük bir örneği olarak hizmet ediyor. Bu tartışmalar, Avrupa’da ve ötesinde tarımın geleceğini şekillendirecek.
WUR HAYVANCILIK VE YEMİN YENİDEN BİRLEŞTİRİLMESİNİ ÖNERİYOR
Makalenin tamamı, Nevedi’nin web sitesinde yayınlanan ve Wageningen UR tarafından yakın zamanda yayınlanan bir yayına yanıt veren aşağıdaki açıklamadan doğdu. WUR’un bilimsel makalesinin başlığı olan ‘Çevresel etkileri azaltmak için Hollanda’da hayvancılık ve yem üretiminin yeniden birleştirilmesi’ iklim sorununa çözüm önerisi getiriyor. WUR’a göre, Hollanda’da hayvancılık ve yem üretiminin birleştirilmesiyle 2030 ulusal iklim hedeflerine yaklaşılabilir. Bu sayede amonyak emisyonları neredeyse yarı yarıya, sera gazı emisyonları ise dörtte bir oranında azaltılabilir. Ancak Nevedi, bilimsel olarak ilginç olsa da WUR’un önerisinin gerçeklikten uzak olduğunu ifade etti ve eleştirel endişelerini dile getirdi.
NEVEDİ’NİN WUR’UN TEKLİFİNE İLİŞKİN ENDİŞELERİ
Nevedi, WUR’un yayınını kabul etmekle birlikte bazı tartışma noktalarını gündeme getiriyor. Hollanda’da hayvancılık ve yem üretiminin birleştirilmesi kavramının, Hollanda tarım sektörünün ürünlerini öncelikle Londra, Paris ve Berlin üçgeninde pazarladığı gerçeğini göz ardı ettiğini savunuyorlar. Üçüncü ülkelere ihracat da tüm hayvansal ürünlerin döngüsel kullanımı için gerekli. Nevedi, iklim değişikliğinin küresel bir mesele olduğunu ve ulusal ya da Avrupa düzeyinde alınacak tedbirlerin küresel iklim üzerinde olumsuz etkileri olabileceğini vurguluyor. Yakın tarih, özellikle Avrupa’nın gıda güvencesini etkileyebilecek krizler ve jeopolitik gerilimler göz önüne alındığında, sağlam bir tarım zincirinin sürdürülmesinin stratejik açıdan hayati önem taşıdığını ortaya koydu.
Nevedi, tarım zincirinin uluslararası bağlamının sadece ihracat için değil aynı zamanda artan iç maliyetlerle başa çıkmak için de önemli olduğunu vurguluyor. Artan yurtiçi maliyetlerin hammadde ithalatından hayvansal ürün ithalatına kaymaya yol açarak Hollanda tarım zincirini dezavantajlı duruma düşürebileceğine dair endişelerini dile getiriyor. Nevedi, tüm tarımsal gıda zinciri, ekonomi, Hollanda ticaret dengesi ve küresel iklim üzerindeki etkisini göz önünde bulundurarak, hayvancılık ve yem üretiminin birleştirilmesinin sistemik sonuçlarını değerlendirmek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğunu öne sürüyor.
SONUÇ
Nevedi ve WUR arasındaki tartışma basit bir idealler çatışması değil; modern dünyada tarımın karmaşık ve çok yönlü doğasının bir yansıması. Bu kavga, ekonomik kaygıları giderirken aynı zamanda gelecek nesiller için çevreyi koruyan bir orta yol bulmanın aciliyetini vurguluyor. Hollanda tarımında gündemlerin çatışması, ülke sınırlarının aşan küresel bir konunun bir Avrupa ülkesindeki yankılanması şeklinde yorumlanmalı.