BLOG

Günah ineği: İnekler diğer endüstrilerin günah keçisi mi olsun?

08 Ağustos 20233 dk okuma
Politika yapıcılar sadece gerçeği gözlemleyerek Avrupa’da büyükbaş hayvancılığın iklim için bir sorun değil, çözümün bir parçası olduğunu fark edeceklerdir. Enerji ve ulaşım başta olmak üzere, diğer endüstrilerin sebep olduğu kirliliğin bedelini neden hayvancılık ödesin? 

Prof. Dr. Giuseppe Pulina
Association for Science and Animal Production (ASPA)
Onursal Başkan

İklim değişikliği için sığırları suçlamak ve sığırları çevreyi daha fazla kirleten bazı endüstrilerle karşılaştırmak her zaman kolaydır. Ancak sığırları tüm çevresel sorunlarımız için günah keçisi yapmaktan vazgeçmenin zamanı gelmedi mi?

Avrupa Parlamentosu’nun tarım komitesi AGRI’nin karşı çıktığı, ENVI Komitesi’nin ise desteklediği, orta ölçekli büyükbaş hayvan çiftliklerini çevreyi kirleten endüstriyel fabrikalarla bir tutan Endüstriyel Emisyonlar Direktifi’nin Avrupa Parlamentosu’nda oylanması öncesinde, eko-hayvancı ideolojiler dünyası, iklime, genel olarak çevreye ve Avrupa vatandaşlarının gıda güvenliğine ciddi zararlar verecek bir önlemin onaylanması için dilekçeler ve AP milletvekillerine yönelik lobi faaliyetleriyle hareketlerine hız verdi. Söz konusu mevzuat, Avrupa’da hayvancılığın ortadan kaldırılmasına giden yolun taşlarını döşemektedir. Fosil yakıt kullanımının iklimi değiştiren etkilerinin gerçek sorumluları olan enerji ve ulaştırma sektörlerinin karbonsuzlaştırma hedeflerine ulaşamamasının bedelini neden hayvancılık sektörü ödesin?

AB Envanteri 2021, emisyonlar açısından lider sektörün (AB toplamının %27’si ile) enerji olduğunu, bunu ulaşım (%22,5), sanayi (%22) ve konut tüketiminin (%13) izlediğini, tarımın ise %11 ile beşinci sırada yer aldığını bildirmektedir. 



Ancak kırsal alanlardaki karbon tutulumundan kaynaklanan denge (230 milyon tCO2e tutarında) dikkate alındığında bu oran sadece %4’e düşmektedir. En önemli husus ise AB’nin, büyükbaş hayvan çiftliklerinin sayısını azaltmaya zorlama arzusuyla, 1990-2020 yılları arasında %23 oranında azalan (317’den 245 milyon ton CO2e’ye) Avrupa hayvancılığından kaynaklanan emisyonlardaki halihazırdaki başarılı düşüşleri ya da yüksek oranda kirletici olmakla eleştirilen bir gaz olan enterik metandaki (-%22) azalmayı dikkate almamasıdır.

Sadece karbon tutulması değil, aynı zamanda Oxford atmosfer fizikçileri ve FAO tarafından önerilen ve metanın kısa ömürlü bir gaz olduğunu ve bu sebeple CO2e cinsinden ölçülemeyeceğini (CO2 uzun ömürlü bir gazdır) düşünen yeni ölçütler de dikkate alındığında, AB hayvancılığı (esas olarak büyükbaş hayvancılık) metan emisyonlarını azaltarak atmosferi ısıtmak yerine aslında toplam -2. 9 milyar, yani aynı dönemde toprak ve bitki örtüsü yoluyla karbon tutulmasıyla elde edilenin 1/3’ü kadar bir azalma ile, CO2e azaltarak soğutmaya katkıda bulunmuştur.
Metanın nasıl davrandığı, yani emisyonlar azaltıldığında kısa vadede atmosferi soğutma kabiliyeti, diğer sektörleri fosil yakıtlardan karbondan arındırmak için daha sıkı planlara tabi tutmak yerine ruminant hayvancılığını bastırmada iklim hedeflerine giden kestirme bir yol görebilecek politika yapıcılar için işaretlenmiştir.

Hayvancılığın zorunlu olarak azaltılması, AB’nin yüksek kaliteli protein arzını tehlikeli bir şekilde stratejik rezerv seviyesinin altına düşürmekle kalmayacak (daha önce gördüğümüz gibi salgın hastalıklar veya fiziksel veya ticari savaşlar durumunda her zaman bir rezerve ihtiyaç vardır), aynı zamanda üçüncü ülkelerden et ve süt ithalatını artıracak, böylece sorunu hayvancılık verimliliğinin Avrupa’dakinden daha düşük olduğu ve dünyadaki en yüksek verimliliğe sahip bölgelere kaydıracaktır. Bu da ithal edilen protein birimi başına iklim etkisinin daha yüksek olacağı anlamına gelecektir.

Ayrıca meraların (önemli CO2 emicileri) terk edilmesi, organik tarım için mevcut organik maddenin azalması ve menşe adı korumalı zanaat ürünleri için hammadde mevcudiyetinin azalması gibi başka ikincil zararlar da söz konusu olacaktır.

Bu kadar karmaşık senaryolar yaratmaya gerek yok. Politika yapıcılar sadece gerçeği gözlemleyerek Avrupa’da büyükbaş hayvancılığın iklim için bir sorun değil, çözümün bir parçası olduğunu fark edeceklerdir. Diğer endüstrilerin sebep olduğu kirliliğin bedelini neden hayvancılık ödesin?

YAZAR HAKKINDA
Profesör Doktor Giuseppe Pulina, Bilim ve Hayvansal Üretim Birliği (ASPA) Onursal Başkanı, Sassari Üniversitesi Tarım Bölümü’nde Çiftçilik Etiği ve Sürdürülebilirliği alanında Profesör ve İtalyan Carni Sostenibili (Sürdürülebilir Etler) Birliği Başkanı olarak görev yapmaktadır.





Kapak Dosyası Kategorisindeki Yazılar
13 Şubat 20193 dk okuma

Günümüz yem üreticilerinin karşılaştıkları zorluklar

Yeni dijital hizmetler, yem müşterilerinin atık azaltmasına, üretimi optimize etmesine, kârı artırm...

12 Eylül 20231 dk okuma

Tahıl tozu patlamaları: Acil bir tehdit ve çözüm yolu

26 Şubat 20188 dk okuma

Kanatlı Yem Üretimi, Üretim Teknolojileri ve Yem Katkıları

Artan nüfus ve değişen beslenmeyi dikkate alınca dünya 2050'ya kadar yüzde 69 oranında daha fazla k...