BLOG

Sera gazı emisyonlarının günah keçisi inekler

08 Ağustos 20237 dk okuma
İneklerin ve hayvansal üretimin çevresel etkilerini kabul etmek gerekli olmakla birlikte, iklim değişikliğinin tek sorumlusu olarak inekleri günah keçisi ilan etmekten kaçınmak da aynı derecede önemlidir. İnekleri suçlamak karmaşık bir meseleyi fazla basite indirgeyerek bütüncül çözümlerin geliştirilmesini engellemektedir.

Son yıllarda, sera gazı (GHG) emisyonlarına katkıda bulundukları iddiasıyla inekleri günah keçisi ilan etme eğilimi giderek artış gösteriyor. Ancak, bu konuya dengeli ve incelikli bir bakış açısıyla yaklaşmak ve karmaşık dinamikleri göz önünde bulundurmak şarttır. Hayvancılık üretiminin yadsınamaz çevresel etkileri olduğu doğru olsa da, iklim değişikliğini hafifletmede karşılaştığımız zorluklar için yalnızca inekleri suçlamak adaletsiz ve aşırı basite indirgenmiş bir yaklaşımdır.

Sera gazı emisyonları iklim değişikliği bağlamında kuşkusuz önemli bir endişe kaynağı. Sığır yetiştiriciliği de dahil olmak üzere hayvansal üretimin genel emisyonlara katkıda bulunduğunu kabul etmek önemlidir. Güçlü bir sera gazı olan metan, ineklerin sindirim sistemlerindeki enterik fermantasyon sırasında ve gübre yönetimi yoluyla üretilir. Metan, daha kısa bir zaman diliminde karbondioksitten (CO2) daha yüksek bir ısınma potansiyeline sahiptir ve bu da hayvancılığın iklim değişikliğindeki rolünün ele alınmasına sebep olmuştur.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’ne (FAO) göre, sığır yetiştiriciliği küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık %14,5’inden sorumludur. Ancak bu rakamı belli bir perspektife oturtmak çok önemlidir. Enerji üretimi, ulaşım ve endüstriyel süreçler gibi diğer sektörler de sera gazı emisyonlarına önemli ölçüde etki etmektedir. Örneğin, fosil yakıtların yakılması, insan kaynaklı CO2 emisyonlarının en büyük payını oluşturmaktadır. Sadece inek üretimine odaklanarak, dikkatleri emisyonlarını azaltmak için acil eylem gerektiren diğer sektörlerden başka yöne çekme riskini alıyoruz.