Tahılda Planlı Üretim ve Gıda Güvencesi İçin Kamu-Özel Sektör İş Birliği Vurgusu
Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanından sektör temsilcilerini bir araya getiren X. Uluslararası “2025 Yılı Hasadına Doğru Türkiye ve Dünyada Tahıl” Konferansı, tarım ve gıda güvenliği gündemlerini masaya yatırdı. Hububat Tedarikçileri Derneği (HUBUDER) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Erbap, konferansın açılışında yaptığı konuşmada, tarımın artık sadece ekonomik değil, aynı zamanda milli güvenlik meselesi haline geldiğini belirterek, kamu ve özel sektörün ortak akıl ve iş birliğiyle hareket etmesi gerektiğini vurguladı.
HUBUDER Başkanı Gürsel Erbap
Yeni Yönetim, Yeni Dönem Hedefleriyle Yola Çıktı
HUBUDER’in Ankara’da gerçekleşen Konferansındaki konuşmasına, Aralık 2024’te yapılan genel kurul sonrası göreve başlayan yeni yönetim kuruluna teşekkür ederek başlayan Erbap, kurucu başkan Gülfem Eren ve geçmiş yönetimlerin katkılarını da anmayı ihmal etmedi. 2012 yılında kurulan HUBUDER’in bugün 51 ilde 171 üyeye ulaştığını dile getiren Erbap, son birkaç ayda 35 yeni üyenin katıldığını ve 15 başvurunun da değerlendirme sürecinde olduğunu belirtti.
Bu büyümenin getirdiği sorumluluğun farkında olduklarını kaydeden Erbap, yeni dönemde izlenecek stratejik hedefleri şöyle özetledi:
- Yönetim ve denetim kurulu toplantılarının her defasında farklı bölgelerde düzenlenerek bölgesel ihtiyaçlara doğrudan temas edilmesi,
- Yurt içi ve yurt dışı sektörel etkinliklerin artırılması, kamu kurumlarıyla daha yakın ve verimli iş birliklerinin kurulması,
- Genç ve kadın çiftçilere özel projelerle üretici profilinin genişletilmesi,
- İklim değişikliğine dayanıklı buğday çeşitlerinin geliştirilmesi ve ata tohumlarının korunması için sosyal sorumluluk projeleri,
- Tarım envanteri oluşturulması ve üretim planlamasına destek verilmesi için kamu-STK iş birliklerinin güçlendirilmesi,
- Sektörde katma değerli üretimi artıracak çalıştaylar ve eğitim faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi.
Gıda Güvencesi İçin Tarım Politikalarında “Risk Temelli Yaklaşım” Gerekiyor
Konuşmasında küresel gelişmelere de değinen Erbap, 2050 yılına kadar dünya nüfusunun 9,7 milyara ulaşmasının beklendiğini, bu durumun gıda talebinde dramatik bir artışı beraberinde getireceğini ifade etti. Savaşlar, kuraklık, göç, işsizlik ve iklim değişikliği gibi sorunların yalnızca üretimi değil, ülkelerin bağımsızlıklarını bile tehdit ettiğini söyleyen Erbap, tarımın artık enerji ve savunma kadar stratejik bir sektör haline geldiğine dikkat çekti.
Erbap, bu tablo karşısında ülkelerin üretim planlamasını çok daha bilimsel, entegre ve risk odaklı bir yaklaşımla yürütmesi gerektiğini belirtti. HUBUDER olarak bu yönde yapılacak tüm çalışmalara destek vermeye hazır olduklarını vurguladı.
Tahılda Rakamlarla Türkiye: Rekor Alım, Düşen İhracat
Erbap, konuşmasında Türkiye’nin son iki yıldaki buğday üretimi ve ihracat performansına ilişkin detaylı verileri de paylaştı. TMO’nun 2023 yılında gerçekleştirdiği 13,1 milyon tonluk alımla Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdığını hatırlatan Erbap, 2024 Haziran ayında ithalat durdurulmuş olmasına rağmen 5 milyon tonluk ek alımla birlikte toplam stokun 17,3 milyon tona ulaştığını belirtti.

2023’te 3 milyon 665 bin ton un ihracatıyla yaklaşık 1,5 milyar dolar döviz geliri elde edildiğini aktaran Erbap, 2024’te ise ihracatın 3 milyon tona, gelirlerin ise 1,16 milyar dolara gerilediğini belirtti. Bu, miktarda %17, değerde ise %20 oranında bir düşüş anlamına geliyor. 2025’in ilk dört ayında un ihracatı geçen yıllara göre %40, makarna ihracatı ise %7-8 oranında düştü.
"İhracattaki Düşüş Sektörü Tehdit Ediyor"
İhracattaki bu düşüşün, üreticiler ve sanayiciler açısından sürdürülebilirliği tehdit ettiğine dikkat çeken Erbap, “Bugün kepeğin tonu 12.000 TL iken, buğdayın tonu 9.000 TL. Bu durum, işletmelerin kapasite düşürdüğünü, durma noktasına geldiğini gösteriyor. Tedarikçiler ticaret yapamaz hale geldi” dedi.
Sanayicilerin yıllar süren çabalarla inşa ettikleri ihracat pazarlarının korunması gerektiğini söyleyen Erbap, TMO’nun geçmiş dönemde bu sürece verdiği desteklerin de unutulmaması gerektiğini vurguladı. Bu iş birliklerinin önümüzdeki dönemde daha da kıymetli hale geleceğini ifade etti.
“Türkiye, İthalatsız da Kendi İhracatını Karşılayacak Güçte”
Konuşmasını sektörün geleceğine dair umutlu ancak temkinli bir bakış açısıyla tamamlayan Erbap, Türkiye'nin ithalat yapmadan da iç talebi ve ihracatı karşılayabilecek bir üretim potansiyeline sahip olduğunu söyledi. Ancak bu potansiyelin hayata geçirilebilmesi için kamu, özel sektör, STK’lar ve üniversitelerle uzun vadeli, veri temelli stratejilerin geliştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Konferansta üretim planlaması, lojistik altyapı, sürdürülebilir tarım ve gıda arz güvenliği gibi konuların detaylı şekilde ele alınacağını belirten Erbap, bu organizasyonun ülke tarımı ve hububat sektörü adına önemli çıktılar sunacağına inandığını dile getirdi.
HUBUDER Ormanı: Plaket Yerine Fidan
Sektörel hedeflerin yanı sıra çevresel sorumluluğa da değinen Erbap, bu yıl başlattıkları HUBUDER Ormanı Projesi kapsamında TEMA Vakfı iş birliğiyle Konya’da 615 adet fidan dikimi gerçekleştirdiklerini açıkladı. Artık konferanslarda katılımcılara plaket verilmek yerine onların adına fidan bağışı yapıldığını belirten Erbap, bu uygulamanın dijital plaketlerle desteklenerek sürdürüleceğini ifade etti.