Sevgili Feed Planet okurları,

Hayvansal üretimin geleceğine dair nüfus artışı ve tüketim alışkanlıkları olmak üzere iki kronik probleme pandeminin tetiklediği tahıl stoklama ve buna bağlı olarak fiyatların artışı da eklendi. Yem üretiminin temel hammaddeleri olan buğday, arpa ve mısır son yılların en yüksek seviyelerini yeniden gördü. Öyle ki, dünyanın en büyük alıcısı olan Çin kanatlı ve domuz yemi formülasyonunu daha az soya ve mısır içerecek şekilde revize etti. Türkiye'de ise mısır ve arpa fiyatlarının ekmeklik buğdayı geçmesi üzerine yem ve un sanayicisinin ekmeklik buğday için kavgaya tutuştuğuna şahit olduk.

Kronik sorunlara eklenen tedarik ve fiyat artışı sorunlarının yanı sıra ekolojik kaygıları da unutmamak gerekiyor. Her ne kadar tüm sektörler birlikte düşünüldüğünde küresel ısınmanın en önemli faktörlerinden biri olarak sıralanan metan gazı salınımında hayvancılığın payının abartıldığını düşünsem de, karma yem üretiminin ve endüstriyel hayvansal üretimin doğaya olumsuz etkisi de yadsınamaz.

Gerek mevcut ve planlanan üretimin protein açığını kapatmak konusundaki yetersizliği gerekse üretimden kaynaklanan atıkların doğanın dengesine etkisi düşünüldüğünde, alternatif protein kaynakları gündeme geliyor.

Henüz yeni sayılan bir kalem olarak böcek yeminin ana akım olması yakın vadede pek mümkün görünmese de zamanla pazar payını artıracağına şüphem yok. Bu sayının kapak konusu olan alternatif protein kaynakları başlığı altında, sektörün öncü firması olarak görebileceğimiz Protix'in kurucusu ve CEO'su Kees Aarts kendisiyle yaptığımız önemli röportajda bu konuya parmak basıyor. Uluslararası Gıda ve Yem İçin Böcekler Platformu’nun (IPIFF) kurucuları arasında yer alan Aarts, 'Doğanın en güçlü ileri dönüştürücüleri' olarak nitelediği böceklerin gıda sistemimizin eksik halkası konumuda olduğuna işaret ediyor.

Gelecek sayıda görüşmek üzere.

İyi okumalar…