Henning Gerstenkorn
Ohly Hayvan Sağlığı İş Geliştirme Müdürü

Ohly Hayvan Sağlığı İş Geliştirme Müdürü Henning Gerstenkorn, bu yıl hayvan besleme ortamını şekillendirecek en önemli trendleri paylaşıyor.

Hayvan yemi endüstrisi, gelişen tüketici talebi, değişen tercihler, mevzuat değişiklikleri ve yem teknolojisi ve bileşenlerinde çığır açan gelişmelerin etkisiyle değişiyor.

Birleşmiş Milletler, artan gıda talebini karşılamak için bitki ve hayvanlardan elde edilen gıda üretiminin 2050 yılına kadar 2009 yılına kıyasla %60 oranında artması gerekeceğini ifade ediyor*. Bu durum, sektörde bunun sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesini sağlayacak değişikliklere olan talebi ortaya koyuyor.

Bununla ilgili olarak, Ohly Hayvan Sağlığı İş Geliştirme Müdürü Henning Gerstenkorn, bu yıl hayvan yemi üretimini etkileyecek temel trendlere ilişkin görüşlerini paylaşıyor.

SÜRDÜRÜLEBİLİR UYGULAMALARI BENİMSEMEK

2023 yılı boyunca, hayvan yemi ve evcil hayvan maması sektörlerini büyük ölçüde etkileyen sürdürülebilir ve etik kaynaklı bileşenlere yönelik talepte bir artış gözlemledik ve bu 2024 yılı boyunca devam edecek bir trend. Bilinçli tüketiciler, üreticileri özellikle bileşenlerin kökenlerine ve etkilerine odaklanarak daha sürdürülebilir bir şekilde faaliyet göstermeye itiyor.

Sürdürülebilirlik dürtüsü, bileşen ve yem üreticilerini döngüsel ekonomi ilkelerini benimsemeye, alternatif bileşenleri keşfetmeye ve yem üretimiyle ilişkili karbon ayak izini azaltmaya teşvik ediyor. Bölgesel kaynak kullanımının ek bir faydası da tedarik zincirinin sağlamlığını artırarak aksaklık riskini azaltması.

EVCİL HAYVAN MAMALARINDA BİTKİ BAZLI İÇERİKLERE GÜÇLÜ BİR ODAKLANMA

Daha sürdürülebilir iş uygulamalarına doğru ilerlemenin yanı sıra; algler, baklagiller, su mercimeği, deniz yosunu, böcek ve mikoproteinler ve gıda işlemeden elde edilen yan ürünlere artan bir ilgi ile bitki bazlı bileşenlere doğru daha büyük bir kaymanın da farkındayız.

Maya ekstraktları ayrıca, büyümeyi destekleyen ve yem dönüşüm oranlarını iyileştirmek için antibiyotik büyüme destekleyicilerinin yerine geçebilen nükleotidler de dahil olmak üzere biyolojik olarak kullanılabilir besin maddelerinin sürdürülebilir bir kaynağı olarak hizmet eder. Maya hücre duvarları, makrofaj aktivitesini artırarak ve bağırsak patojenlerinin büyümesini sınırlayarak bağışıklık sistemini destekleyici özellikler sunan beta-glukanlar ve mannan-oligosakkaritler gibi bileşenler içerir.

YENİ TEKNOLOJİLER VE BİLEŞENLER KULLANILARAK HASSAS BESLENME

Yapay zeka ve veri analitiğini kullanan yeni teknolojilerden yararlanmak sektörü önemli ölçüde etkiledi ve geleneksel yöntemler artık daha geri planda kalıyor. Bu yeni teknolojiler ve mevcut bileşenler, hem beslenmeyi hem de sürdürülebilirliği göz önünde bulundurarak yöntemlerimize daha fazla hassasiyet uygulayabileceğimiz anlamına geliyor.

Birleşmiş Milletler’in 2050 yılına kadar talepte %60’lık bir artışa ihtiyaç duyulduğunu belirtmesiyle birlikte yem teknolojisinin, besin maddelerini hayvan yeminde daha kullanılabilir hale getirmek için bir dizi biyolojik, biyokimyasal, fiziksel, kimyasal ve mühendislik yöntemi kullanarak gelişmesi bekleniyor.

NIR gibi hassas spektroskopik teknikler gibi diğer dijital araçlar da yem formülasyonlarına yaklaşımımızı dönüştürüyor.

HAYVAN REFAHI

2024 yılında, hayvan refahına ilişkin etik kaygılar yem formülasyonlarını ve üretim yöntemlerini etkilemeye devam edecek. Daha sürdürülebilir çözümler arayışında olduğu gibi, tüketici talebi de hayvan yemi endüstrisini daha iyi refah standartlarına ve kaynak şeffaflığına öncelik vermeye itiyor.

Bu trendlere 2024 yılı boyunca uyum sağlamak, endüstrinin en yüksek kalite standartlarını korumasını, tüketici taleplerini karşılamasını ve hayvan yemi endüstrisi için daha sürdürülebilir bir geleceğe katkıda bulunmasını sağlayacaktır.

HAYVAN YEMİ UYGULAMALARIYLA BAĞIŞIKLIĞIN DESTEKLENMESİ

Antibiyotik direncinin giderek artması, hayvan üreticileri için gerçek bir endişe kaynağı. Dünya Sağlık Örgütü’nün 2019 raporuna** göre, antibiyotiklere dirençli bakterilerin neden olduğu enfeksiyonlar dünya genelinde yılda 700 binden fazla insanın ölümüne sebep oluyor. Bununla birlikte, 2050 yılına kadar yıllık 10 milyondan fazla ölüme yol açabilecekleri tahmin ediliyor.

Sonuç olarak, çiftlik hayvanları arasında hem yemden yararlanma oranlarını hem de yaşayabilirlik oranlarını iyileştirmek için antibiyotik olmayan bağışıklık destek çözümlerine yönelik daha yüksek bir talebe şahit oluyoruz.

Ohly’nin birincil kültür mayasından üretilen yem ürünleri, antibiyotik kullanımını azaltmaya yardımcı olmak ve daha iyi hayvan sağlığı ve yem dönüşümü yoluyla performansı artırmak için yem formülasyonu yapanlara sürdürülebilir bir çözüm sunuyor.

Ohly Hayvan Sağlığı İş Geliştirme Müdürü Henning Gerstenkorn şunları söylüyor: “Hayvan yemi ve evcil hayvan maması üreticileri olarak, tüketicilerin artan çevresel sorumluluk taleplerine yanıt vermek için sürdürülebilir ve etik kaynaklı bileşenlere öncelik vermek çok önemli. Üreticiler bitki bazlı alternatifleri aktif olarak keşfetmeli ve yem verimliliğini ve beslenmeyi optimize etmek için yapay zeka ve hassas analizler gibi yenilikçi teknolojileri kullanmalıdır. Ayrıca, yemlerinizde bağışıklık sağlığını desteklemeye odaklanmak, antibiyotiklere olan bağımlılığı azaltmak, böylece hayvan refahı endişelerini ve küresel antibiyotik direnci sorununu ele almak çok önemli.”

OHLY HAKKINDA:

Ohly; gıda, sağlık, hayvan sağlığı ve biyon besin endüstrileri için özel maya bazlı bileşenlerde alanında öncü bir tedarikçi. Ohly, maksimum gıda tadı deneyimleri için lezzet sağlayan doğal bileşenler geliştirir ve müşterilerin tarif veya süreç geliştirmelerini desteklemek için derinlemesine uygulama bilgisi ve verileri sunar.

*https://www.un.org/en/chronicle/article/feeding-world-sustainably

**no-time-to-wait-securing-the-future-from-drug-resistant-infections-en.pdf (who.int)