Cemalettin Kanaş Editör

Uzmanlar her koldan gıda talebinin önümüzdeki 30 yılda iki katına çıkacağını yazıyor. Aynı zaman zarfında gıda ve yem üretiminde beklenen artış ise yüzde 60’larda kalıyor. Bu rakamlara göre 2050 yılında yetersiz beslenen insan sayısı neredeyse 1 milyarlık bir artış gösterecek. Ayrıca artan şehirleşme hâlihazırda gıda üretimi için ayrılan tarım alanlarının azalmasını da beraberinde getirebilir. Bütün bu faktörler protein açığını kapatmak için hayvansal üretimin çok daha verimli bir şekilde artırılması gerektiği yönünde alarm veriyor.

Soya fasulyesi, balık unu ve et unu gibi geleneksel protein yem kaynaklarının fiyatları artarken alternatif protein kaynaklarına olan talep de her geçen yıl büyüyor. Bu noktada hem dünyada hem de ülkemizde son yıllarda kendinden bahsettiren böcek proteini konusu gündeme geliyor. Böcekler, hayvan ve bitki kaynaklı geleneksel protein kaynaklarına alternatif olma potansiyeli taşımalarından dolayı gelecek vaat eden bir başlık. Uzakdoğu’da geleneksel olarak sofralarda da kendine yer bulan bu protein kaynağı, dünyanın geri kalanı için de giderek daha yaygın bir şekilde hayvan yemi olarak kullanılmaya aday.

Böcekler; atıkların biyokütleye dönüşüm oranlarının yüksek olması, yaşam döngülerinin kısa olması ve yüksek protein içeriği nedeniyle bu alanda yatırım yapmak isteyen oyuncular için cazip bir alternatif olarak kendini gösteriyor. Öyle ki, bu alanda faaliyet gösteren firmalar böcek yetiştiriciliğinin -örneğin soya üretimine kıyasla- protein üretimi açısından binlerce kat daha verimli olduğunu açıklıyor.

Bu sayımızın özel dosyasını ana akım olmasa da sektör için önemli bir potansiyel taşıyan böcekler konusuna ayırdık.

İyi okumalar…